HSFyh. 8. Sınıf Türkçe Dersi Paragraf Testi Soruları ve Cevapları - 3 8. Sınıf Türkçe Dersi Paragraf Testi Soruları ve Cevapları – 3 1. Gülmece öyküleri, yapısı gereği yalın bir dille anlatılmalıdır. Ama edebiyata yaslanmayı hiçbir zaman unutmadan... Edebiyata yaslandınız mı, anlatımınız etkileyici ve içten olacaktır. Bir gülmece yazısı için belki sözcük arama gereksinimi duymayabilirsiniz; ama gülmece öyküsünü yazarken çok seçici olacaksınız. Bu parçada, özellikle aşağıdakilerden hangisinin önemi üzerinde durulmuştur? A Bilgi B Üslûp C Deneyim D Konu 2. Toplantıyı sunan kişi, “Sait Faik de aramızda!” deyince, birden alkış tufanı koptu salonda. ilginçtir, kimse ayağa kalkıp da selâmlamıyordu alkışlayanları. Alkışsa bir türlü dinmiyordu. İşte o zaman farkına vardım. Tam önümüzdeki sıralardan birinde oturuyordu Sait Faik. Yanındaki arkadaşları, ayağa kalkıp, kendisini alkışlayanları selâmlaması için zorluyordu. Kıpkırmızı kesilmişti yüzü, koltuğuna iyice büzülmüştü. Bu parçada, aşağıdaki duygulardan hangisine yer verilmemiştir? A Sevinme B Merak C Utanma D Üzülme 3. Şairler çocukluklarına da gençliklerine de dönmek isterler; bu, doğal bir özlem. Hani “Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse...” denir ya, demek ki gençliğin enerjikliğinin, değerinin ayrımına geç varılıyor. Ama bence şairlerin çocukluğa dönmek istemeleri farklı bir durumdur. Çocuk hesapsız, kitapsız, art düşüncesizdir. Parçaya göre, şairlerin çocukluklarına dönmek istemelerinin nedeni nedir? A Çocukluğun, temiz ve saf duyguların dönemi olması B Çocukluğun, enerji dolu bir çağ olması C Doğanın, o dönemde henüz bozulmamış olması D Farklı bir hayata duydukları özlem 4. Ciddi bir emek ve zaman harcadığı şiirlerinin çoğunda memleketçi bir hava seziliyor. Kendinden önceki memleketçi şairlerle aynı çizgide başarılı da olabilir. Yeter ki, yaptığı “çoğaltma” değil, “yeniden üretme” olsun. Bu parçaya göre sözü edilen şairin başarılı olması aşağıdaki şartlardan hangisine bağlıdır? A Şiire daha çok zaman ayırmasına B Farklı konuları işlemesine C Ustalarının yolundan gitmesine D Özgün eserler ortaya koymasına 5. Behçet Necatigil, ayrıntıların gizli tarihini yazan bir şair olarak nitelendirilebilir. Eski bir aşkı anlattığında da, komşu evlerdeki gürültülere kulak kabarttığında da, masanın üzerindeki eşyaya baktığında da bu gerçek değişmez. Parçaya göre, Necatigil’in en belirgin özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A Farklı konuları ele alması B Ayrıntılara önem vermesi C Duygulara ağırlık vermesi D Gerçekleri olduğu gibi yansıtması 6. Bir kitabın “klasik” sayılabilmesi için geniş bir okur kitlesinin o eseri benimsemesi ve eserin zaman içinde değerini yitirmemesi gerekmektedir. Klasik bir kitabı çok satılan herhangi bir kitaptan ayıran en temel özellik de budur. Bu nedenle bir eserin “klasik” kabul edilmesi için güzel bir anlatımla birlikte zamana da ihtiyaç vardır. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi bir eserin “klasik” sayılmasını sağlayan ölçütlerden değildir? A Etkileyiciliğini uzun süre sürdürmesi B Çok sayıda okur tarafından benimsenmesi C Anlatımının başarılı olması D Yazıldığı dönemde çok satılması 7. Eski çağlarda önemli bir yenilik 200 yılda bir oluyordu. Büyük değişiklikler o toplumlar için bir yıkım sayılıyordu. Çünkü uyum zorluğu çekiyorlardı. Günümüzde bu ara çok kısaldı. İnsanların çoğu, yaşadıkları yoğun tempo içinde yeniliklerin farkında bile değil. Bu parçadan, aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A Yenilikler, her çağda farklı tepkilerle karşılanabilir. B Günümüzde, eskiye oranla daha çok yenilik olmaktadır. C Yoğun tempo, günümüz insanlarının yenilikleri fark etmesini engellemektedir. D Eski çağlarda pek önemli yenilikler olmamıştır. 8. Ben şairim, ben yazarım diyen herkes, dille ilgilenmek durumundadır. Çünkü onun tek gereci dildir, dile özen göstermesi işinin bir parçasıdır. Bırakın şair, yazar olmayı; herkes ana diline özen göstermek zorundadır. Çünkü ana diline özen göstermeyen, toplum ekonomisini düzlüğe çıkaramaz, bilim yapamaz, teknik üretemez. Parçada, dille ilgili olarak, aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A Yazar ve şairler tarafından iyi kullanılması gerektiğinden B Toplumun geleceğini etkileme gücü olduğundan C Bilim adamlarının dile yeterli ilgiyi göstermediğinden D Toplumdaki herkesin ana dilini iyi bilmesi gerektiğinden 9. Bazı insanlar vardır, biyolojik yaşları ne olursa olsun, her dem genç, canlı ve neşelidirler. İçleri kan ağlasa bile çevrelerine neşe dağıtırlar. İçlerindeki çocuğu hiç kaybetmezler. Ölümün soğuk yüzü onlarla bağdaşmaz. Ne mutlu böyle insanlara! Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen insanların özelliklerinden biri değildir? A Her zaman sevinçli görünmek B Çocukluk coşkusunu kaybetmemek C Sadece yaşıtlarıyla dostluk kurmak D İçlerindeki sıkıntıyı dışa vurmamak 10. Klasiklerin sadeleştirilmesi, tartışılmaya değer bir konu değil bence. Asla yapılmaması gerekir. Yapılacaksa şayet, bunu yalnızca o kitabın yazarı -hayattaysa tabi- yapabilir. Hele de çocuklar için bu eserlerin sadeleştirilmesi kabul edilemez bir şey. Çocuk yaştakilerin, çocuklar için yazılmış kitapları okumaları yeterli. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Klasik eserler, bütün insanlara seslenmeyi başarabildiği için bugünlere kalabilmiştir. B Çocukların okuyabilmesi için klasik eserlerin sadeleştirilmesi doğru değildir. C Bir kitapla ilgili yapılacak değerlendirmelerde mutlaka yazarın görüşlerine de yer verilmelidir. D Çocuklar da yetişkinlerin okuduğu kitapları rahatlıkla okuyabilirler. 11. Kentin ortasında yeni yapılan pasajlar birer sanat eseri. Genel olarak da, zaten Almanya’daki şehircilik anlayışına hayran olmamak elde değil. Yaya kaldırımlarının genişliği, yollarda bisikletlilere ayrılan bölümler, ağaçlandırma, alt yapı, ulaşım sisteminin olağanüstülüğü, bir dakika bile şaşmayan otobüsler, her sokağa ulaşan metrolar, taksilerin rahatlığı, tüm adresleri bilen, istendiğinde hemen makbuz veren şoförler... Bu parçada Almanya ile ilgili asıl anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A Sanatın, yaşam kalitesini yükselttiği B Ekonomik yönden hiçbir sıkıntı bulunmadığı C Kentleşmenin, ideal düzeye ulaşmış olduğu D Ulaşım problemlerinin ortadan kalktığı CEVAP ANAHTARI 1-B 2-D 3-A 4-D 5-B 6-D 7-D 8-C 9-C 10-B 11-C MEB-Uzman 8. Sınıf Türkçe Dersi Paragraf Soruları Test Soruları soru bankası soru sitesi indirmesiz sorular indirmeden sorular üyeliksiz çalışma soruları sınavlara hazırlık TEOG Türkçe Soru Bankası Cevaplı Sorular Cevaplı Test Soruları EYLÜL ECEM EMEĞİ GEÇEN HERKESE TEŞEKKÜRLER ÇOK YARDIMCI OLDU.. 2017-03-31çılgın çocuk sorular çok kaliteli ve hep 2 şık arasında bırakan sorular yani çok güzel 2017-03-08Sevgi Cok güzel bir test bencee... 2016-11-01 ÜniRehberi ekibi olarak sizler için YKS – TYT – KPSS – ALES – DGS gibi sınavlara özel Türkçe paragraf testi hazırladık. Testte toplam 14 Adet Türkçe paragraf soruları bulunmakta. Sınava başlamadan önce mutlaka süre tutmayı unutmayınız. Haydi Sınava Başla! – ÜniRehberi ailesi olarak başarılar dileriz. Paragraf Soruları Test Çöz Tebrikler! Sınavı başarıyla tamamladınız. Sınavda %%SCORE%% tane soruyu doğru yaptınız. Sınavın hakkında düşüncemiz %%RATING%% Diğer Türkçe Testlerini çözmek istiyorsanız BURAYA TIKLAYINIZ. Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir. Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al. 14 tamamladınız. Sınavı bitirdikten sonra mutlaka bizim için yorum kısmından geri bildirim yapmayı unutmayınız. Sorular nasıldı, kaç doğru yaptınız, hatalı soru var mıydı, test seviyesi nasıldı? yorum kısmından bizlere bildirmeyi unutmayınız Teog, Ygs, Lys, Ales ve Kpss Türkçe ve edebiyat paragraf sorularının çözümü, paragraf çözme teknikleri, nasıl çözülür, örnek çözümler üzerine hazırladığımız bu yazı ile, genellikle öğrencilerin korkulu rüyası olan paragraf sorularını nasıl en kısa yoldan çözebileceğinizi göstermeye çalışacağız. Uzun sorular, genellikle “Ben bunu okuyup anlayana kadar çok zaman kaybederim.” veya “Bu kadar uzun bir soruyu çözmem imkânsız.” gibi ön yargılar yüzünden en fazla boş bırakılan veya yanlış yapılan sorular olmaktadır. Hâlbuki paragraf sorularının çoğunun cevabı, kendi içerisindedir. Dikkatinizi arttırmak, paragrafın sizden istediği şeyi görmeye çalışmak, anahtar kelimelerin altını çizmek gibi aşağıda sıralayacağımız çok basit yöntemlerle paragraf sorularını “çantada keklik” sorular olarak görmeye başlayabilirsiniz. Öncelikle gelin ön yargılarımızı yıkalım. Bir paragraf sorusunun tanımını, çok basit bir dille yapmaya çalışalım “Çeşitli konularda bilgi veya yorum içeren bir metnin içeriğini, sınırlı veya genel anlamda değerlendirmeyi amaçlayan, okuduğunu anlama ve yorumlama becerisini ölçmeye yarayan soru türü.” Evet, tanıma göre bu soruların amacı, bizim okuduğumuzu anlama ve yorumlama düzeyimizi ölçmek. Yani birinci sınıftan beri öğretmenlerin ısrarla “Kitap okumayı ihmâl etmeyin!” uyarılarına kulak asanların başarılı olma ihtimâlinin yüksek olduğu soru tipi. Bu kadar basit düzeyde bir beceriyi ölçen ve cevabı genellikle kendi içerisinde barındıran bir soru ne kadar zor olabilir ki? Bu soruları hazırlayanların sizin dikkatinizi dağıtmak için değişik kelimeler kullandığını, aslında anlatılmak istenenin ne olduğunu görmek için dikkatinizi üst düzeyde kullanmanızın cevabı çok kısa bir süre içerisinde bulmanızı sağlayacağını fark ettiğinizde “Keşke Türkçe / edebiyat bölümü sorularının tamamı paragraflardan oluşsaydı.” diyeceksiniz, bana güvenin! Şimdi aşağıda sıralayacağımız adımları dikkatlice inceleyin. Bir paragraf sorusuna nasıl yaklaşmamız gerektiğini başlıklar hâlinde göstermeye çalışalım 1. Önce Soru Kökünü Okuyun Soru kökü olarak ifade ettiğimiz kısım, genellikle kalın yazılan ve paragraf metninden hemen sonra gelerek “Yukarıdaki paragrafta yazar neden yakınmaktadır?” şeklinde cevabı buldurmayı sağlayacak kısımdır. Bu kısım çok önemlidir ve paragraftan önce okunmalıdır. Soru kökünü okumak, bu paragrafta neye dikkat edeceğimizi, soruyu hazırlayanların bizden ne istediğini anlamamızı sağlayacaktır. Buradaki ifade, sorunun bizden ne istediğini belirtmesi açısından önemlidir. Soru kökü doğru anlaşılmadığı zaman, çeldirici seçenekler kafamızı kurcalayacaktır. UYARI Soru kökündeki bazı ifadeler, sizi şaşırtmak veya soruyu zorlaştırmak için daha önce duymadığınız çeldirici kelimelerden oluşabilir. Örneğin “yakınmak, yadsımak, özgünlük, koşutluk” gibi kelimelerin anlamını bilmiyor olabilirsiniz. Bunun için çözdüğünüz soruların kökündeki bu kelimelerin anlamlarını doğru bir şekilde öğrenin. Bunların yanı sıra, sürekli kullanılan “nesnel, kişisel, evrensel, koşul, nicelik” gibi kelimeleri de kesinlikle bilmeniz gerekir. Yukarıdaki açıklamada kullanılan soru, 2014 TEOG sınavına aittir. NOT Paragraf sorularında birçok kişinin yaptığı en büyük hata, soru kökünü yanlış anlamak veya “olumlu / olumsuz ifadelere” dikkat edememektedir. “Parçadaki yazar, kitap okurken neler yapmaktan hoşlanmaktadır?” sorusunu, “hoşlanmamaktadır” şeklinde olumsuz anlayıp soruyu buna göre çözerseniz yanılırsınız. Bunu için soru kökündeki özellikle son kelimeleri çok dikkatli okumalısınız. 2. Seçeneklere Göz Atın Soru kökünü okuyup anladıktan sonra, cevap olarak neyi bulmamız gerektiğine göz atmalısınız. Bunun için seçenekleri tamamen okumadan, kaymağını alma tekniği ile anahtar kelimeler üzerinde yoğunlaşarak bunları zihninizin bir köşesinde tutmalısınız. Seçeneklerin bilgi mi yorum mu içerdiğini, tek kelimeden mi yoksa cümlelerden mi oluştuğuna dikkat etmeniz cevabı bulmanızı kolaylaştıracaktır. 3. Paragraf Metnini Okuyun Seçeneklere göz attıktan sonra paragrafı okumaya başlayabiliriz. Bazı soruların cevabını bulmak için, metnin tamamını dikkatlice okumamız gerekir. Mesela “Bu parçanın ana fikri aşağıdakilerden hangisidir?” şeklinde bir sorunun doğru cevabını, metnin tamamını okumadan bulmak risklidir. Fakat “Bu paragraf, hangi soruya karşılık niteliğinde söylenmiş olabilir?” şeklindeki bir soru için metnin tamamını okumaya gerek yoktur, anahtar sözcükler üzerine yoğunlaşarak seçeneklerden birini seçebilirsiniz. Paragrafı okurken, sorunun sizden istediği şeyi her zaman aklınızda tutmalısınız. Mesela “Paragrafta kullanılan anlatım biçimi nedir?” sorusunun cevabını bulmak için, metni anlamanıza gerek yoktur. Metni anlamakla zaman kaybederseniz, “Aaa, aslında metni biçim olarak değerlendirmem yeterliymiş.” diye hayıflanmanız içten bile değildir. Bunun için sorunun sizden istediği şeyler üzerinde yoğunlaşmanız, doğru cevabı bulmanızı kolaylaştıracağı gibi zamandan tasarruf etmenizi sağlayacaktır. Paragrafı okurken, doğru cevaba götürecek anahtar sözcüklerin altını çizmeniz veya yuvarlak içerisine almanız yararlı olabilir. Hatta ilgili yerleri, ilgili seçeneklerle eşleştirme bile yapabilirsiniz. Böylece seçenekleri elemiş olursunuz. 4. Doğru Seçeneği Bulmaya Çalışın Soruyu hazırlayan kişilerin sizi şaşırtmak için çeldirici şıklar eklediklerini, soruda sizden istenilen şeyi ne olduğunu ve paragraf metninde hangilerini bulup / çıkarabileceğimizi güzelce değerlendirdikten sonra, seçeneklerden en uygun olanı işaretleyin. Kesinlikle yanlış olduğunu düşündüğünüz cevapları çıkardığınızda geri kalan şıkları tekrar metinde bulmaya çalışabilirsiniz. Eğer metni tam anlamadığınızı düşünüyorsanız, sadece bir seçenek için metni tekrar gözden geçirebilirsiniz. Böylece gözden kaçırma ihtimalinizi devre dışı bırakmış olursunuz. Yukarıda anlatılan dört işlem basamağını uygularken, “hızlı okuma” tekniklerinden yararlanabilirsiniz. Bunun için ilgili sayfamızdan yardım alabilir, “hızlı soru çözme teknikleri” üzerinde kendinizi geliştirebilirsiniz. Ayrıca MEB’in hazırlamış olduğu paragraf soruları sunusundan yararlanabilirsiniz. Şimdi aşağıda birkaç paragraf sorusunun örnek çözümü üzerine yapılacak açıklamaları dikkatle incelemenizi istiyoruz. Örnek Soru Çözümleri Soru 1 YGS / 2013 a 2013 yılında yapılan YGS’de çıkan yandaki paragraf sorusunu dört adımda çözmek için öncelikle soru köküne bakıyoruz. Soru kökünde “sanat alanındaki bilimsel çalışmalarda” ifadesi, metnin içerisinde bahsedilecek konuları bize çağrıştırıyor. Soru kökünde “hangisi önerilmektedir?” denildiğine göre, soru bizden yazarın neyi beğenip, tavsiye ettiğini bulmamızı istiyor. b Şıklara göz atıyoruz, “yenilikler, rehber edinmek, girişimler, eski eserler, farklar” gibi çeşitli anahtar kelimeleri zihnimizde tutarak, paragrafa yöneliyoruz. c Paragrafın tamamını okumamız gerekiyor; çünkü yazarın genel olarak düşüncelerini anlamamız gerekli. Metnin başında “soru sormak” anahtar kelimesini görüyoruz. Paragrafın ilk ve ara cümlelerinde, Gombrich’in kendi düşünceleri ifade ediliyor. Fakat son cümle, yazarın kendisine ait ve öneriyi içeren bölüm. Cevabı bulabileceğimiz kısım, son cümle. Dikkatle okuyoruz. d “Cesaretin her şey demek olmadığını, eleştirel düşünmek gerektiği, böyle başarılı olunacağı” ifadeleri bizi doğrudan “yeni çalışmalar yapmak, titiz çalışmak” anlamlarını içeren “A şıkkına” yönlendiriyor. Çünkü yazar cesur olup yeni şeyler ortaya koymayı ve çok titiz çalışmak gerektiğini, eleştirel olmak gerektiğini ifade ediyor. Bunun için doğru cevap A seçeneğidir. Diğer şıkları incelersek, paragrafta hiçbirinden bahsedilmediğini görebiliriz. Soru 2 LYS / 2013 a 2013 yılında yapılan LYS’de çıkan yandaki paragraf sorusunu dört adımda çözmek için öncelikle soru köküne bakıyoruz. Soru kökünde “iyi şiirin nitelikleri” ifadesi, metinde nelerden bahsedildiğini çağrıştırıyor. Soru kökünde “hangisi sayılamaz?” denildiğine göre, metinde iyi şiirin hangi nitelikleri sıralanmış onları bulacağız ve içlerinden hangisi yoksa onu seçeceğiz. Olumsuz ifadeye dikkat! b Şıklara göz atıyoruz, “sarsan, kalıp, düş gücü, düzey, sanat” gibi çeşitli anahtar kelimeleri zihnimizde tutarak, paragrafa yöneliyoruz. c Bu tarz soruları çözerken, şıkları paragrafta bulup eşleştirerek doğru cevaba gitmek daha kolay olmaktadır. Örneğin bu paragrafta Montaigne’in ve Melih Cevdet’in sözleri, iyi şiirin okuyucunun düşünce dünyasını sarsacak kadar etkili olması gerektiğini vurguladığına göre A şıkkı elenir. Bu şekilde paragrafı okuyup, aşağıdaki hangi seçeneğe karşılık geleceğini bulmamız gerekiyor. d Metinde geçen “allak bullak eder A, şiir ve kural yan yana getirilemeyecek iki sözcük B, düş dünyamızı sonsuzluğa açmaktan C, söz sanatlarının, edebiyatın uçurtması E” ifadeleri incelendiğinde, D şıkkı dışında kalan tüm seçeneklerin karşılığı paragrafta bulunmaktadır. Bunun için yanıt D seçeneğidir. Soru 3 ALES / 2013 a 2013 yılında yapılan ALES’te çıkan yandaki paragraf sorusunu dört adımda çözmek için öncelikle soru köküne bakıyoruz. Soru kökünde yazarın memnun olmadığı, yakındığı şeyin ne olduğu soruluyor. Daha önce dediğimiz gibi, “yakınmak” kelimesini bilmiyorsanız, bu soruyu çözemezsiniz. b Şıklara göz atıyoruz, “Albert Camus, Jean Grenier, başarı, aydın, halk, kalıp” gibi çeşitli anahtar kelimeleri zihnimizde tutarak, paragrafa yöneliyoruz. c Bu soruda paragrafın tamamından elde edeceğimiz bir çıkarım istenilmektedir. Yani paragrafın tamamını baştan sona okuyup, yazarın neyden şikayet ettiğini, rahatsız olduğunu bulup şıklarda en yakın ifadeyi aramamız gerekiyor. Bunun için metni okumaya başlıyoruz. Metnin başında Albert Camus’ün yalnızca bir yönüyle tanındığı ifade ediliyor. Metnin devamında Camus’un hocası olan Jean Grenier’in roman, deneme, sanat eleştirileri ile ilgili çalışmalarının görmezden gelindiği belirtiliyor. Metni sonuna kadar okuyup, yazarı rahatsız eden durumu anlamaya çalışıyoruz. d Zihnimizde oluşan düşünceye, yani yazarı rahatsız eden şeye en yakın ifade C seçeneğinde verilmiştir. Sanat çevrelerindeki insanlar Jean Grenier’i dar bir kalıbın içine sığdırmaya çalışmaktadır ve yazar bundan yakınmaktadır. Bunun için cevap C seçeneğidir. Soru 4 TEOG / 2014 a 2014 yılında yapılan TEOG sınavında çıkan yandaki paragraf sorusunu dört adımda çözmek için öncelikle soru köküne bakıyoruz. Soru kökünde kitap okuma ile ilgili hangi bilgiye “ulaşılamadığı” sorulmaktadır. Olumsuz köke dikkat ediyoruz ve konu hakkında biraz bilgi edinmiş oluyoruz. b Şıklara göz atıyoruz, “Düşünce dünyası, kelime hazinesi, insanları anlama, seçici olma” gibi çeşitli anahtar kelimeleri zihnimizde tutarak, paragrafa yöneliyoruz. c Bu tip sorularda şıklar ile paragraf arasında eşleştirme yaparak ilerlemek işinizi daha kolaylaştıracaktır. Örneğin, “İnsanın fikir ve hayal dünyasını genişletir” cümlesi, A şıkkını elemektedir. “Sözcük dağarcığını ve üslubunu geliştirir.” cümlesi, aynı şekilde B seçeneğini elemektedir. d Seçenekleri tek tek eleyerek gittiğimizde, metinden kitap okumayla ilgili “seçici olmayı gerektirir” gibi bir bilgi veya yoruma ulaşamayız. Bunun için doğru yanıt D seçeneğidir. Orkun KUTLU Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları... Yazdır! Bu Yazıyı Paylaşın! 1. Edebiyatımızda, klasik roman anlayışı çerçevesinde, hemen her tip kadın ele alınmış; her sınıftan, katmandan kadın kahramanlar yazılmış; oluşmuş/ oluşmamış karakterler biçiminde yansıtılmıştır. Cariyeler, yetim-öksüz genç kızlar, evlatlıklar, yüce analar, kutsal eşler, melek kız kardeşler, yoldan çıkmışlar; köy gelinleri, köy anaları, öğretmenleri; müslümanlar, en tuhaf Batılılar, kasabada ev yıkanlar, kentte kendileri yıkılanlar… Çoğunlukla erkek yazarlar tarafından onların bilinmeyen dünyalarına ışık düşürülmeye çalışılmıştır. Bu yazının başlığı, aşağıdakilerden hangisi olabilir? A Romanımızda Kadın B Edebiyat ve Kadın C Erkek Gözüyle Kadın D Toplumumuzda Kadının Yeri E Kadının Bilinmeyen Dünyası 2. Son zamanlarda, kimi eleştirmenler, bu kanaatimi iyice pekiştirdi. Yazarın hangi sülaleden geldiğini, gördüğü eğitimi, geçirdiği hastalıkları, sabahları uyandığı ve akşamları yattığı saatleri, kimlerle konuştuğunu, hangi giysilere ya da yemeklere düşkünlük gösterdiğini… yazıyorlar. Eserlere, eserlerin kendisinde olan değerlere gelince, onlardan pek söz etmiyorlar. Oysa, …… Savunulan düşünceye göre, bu parçanın son cümlesi, aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanmalıdır? A yazarın yaşam biçiminin de eleştirilerde önemi vardır B bunlar, eleştirinin nesnelliğini sağlayan öğelerdir C edebiyat eleştirisinde eserin kendisi temel alınmalıdır D yazarları kalıcı kılan, hayatları hakkında bilinenlerdir E bunların, eserlerin anlaşılmasındaki önemi çok büyüktür 3. Çocuk da deli de, gerçeği en katı, en acımasız biçimde ortaya çıkarır. Çünkü onların küçük hesaplarla ilişkileri yoktur. Çünkü, onlar kompleksler içinde kıvranmıyorlar. “Böyle dersem böyle olur, şöyle dersem şunu kaçırırım.” gibi kaygıları duymazlar. Gerektiğinde annesinin, komşularının gümüş kaşığını aşırıp apartman boşluğuna attığını, azılı düşmanın yanında pat diye söyleyiverirler. Yani bir tür “Doğrucu Davut’turlar. Bu nedenle hayatı, bir çocuk ya da deli gibi görmeyi ve anlatmayı kendime yakın bulmuşumdur. Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı olabilir? A Neden, genellikle çocuk ve deli tipleri üzerinde duruyorsunuz? B Öykülerinizi neden bir çocuk ya da delinin bakışıyla anlatmayı seviyorsunuz? C Çocukların ya da delilerin öteki insanlardan farkları “doğrucu” oluşları mıdır? D Gerçekçi bir yazar oluşunuz çocukluğunuza bağlanabilir mi? E Çocuklar ya da delilerle ilgili gözlemlerinizi nasıl öyküleştiriyorsunuz? 4. Ben de bir romanımda hiçbir karakter ya da tip çizmemeye çalıştım. Buna daha baştan karar vermiştim. Olaylar içinde kişiler, birer gölge gibi oradan oraya gideceklerdi. Fakat şaşırarak gördüm ki, okuyanlar o romanda kişiler buluyorlardı; tanıdıklarına benzetiyorlardı kimi kişileri. Neden böyle oldu? Sanırım, yazar işi ne kadar sıkı tutarsa tutsun, ister istemez, yaşayan insanlara benzemeye başlıyor kişiler. Bundan kurtuluş yok! Bu parçada savunulan düşünce, aşağıdakilerden hangisidir? A Eserlerde çizilen tipler, yaşayan insanlara benzeyebilir. B Yazarlar, eserlerinde tip çizmekten kaçınamazlar. C Hiçbir roman, yazarın baştan tasarladığı gibi bitmez. D Roman kahramanları, yazarların düşündüğü kişiliğin dışına çıkarlar. E Okuyucuların, romanları, yazarlardan farklı yorumlamaları doğaldır. 5. Elmanın kabuğu ne kadar parlak olursa olsun, içi kurtluysa fayda vermez. Kabuğun güzelliği, elmanın içine de yansımalıdır. Ama bazıları kabuğun parlaklığına kendisini kaptırabilir. Sanatta da, parlak bir üslupla verilmiş çürük düşünceler, elmada olduğu gibi, kolay sezilmiyor. Okuyucu biçim parlaklığı içinde mest oluyor. Bu parçanın anadüşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? A Sanatın değerini biçimsel güzellikte aramalıyız. B Sanatta asıl önemli olan özdür, içeriktir. C Bir sanat yapıtını kalıcı kılan, biçimsel özelliğidir. D Sanatta biçimle öz birbirini tamamlamalıdır. E Sanat yapıtlarındaki çürük düşünceler kolayca sezilmelidir. 6. Şiir dilin özüdür, tadıdır. Belki de bunlardan doğan özel ve canlı bir yapıdır ki, aynı dilde bile başka bir biçimde yinelendi mi, kendisi olmaktan çıkar. Çünkü, şiir dediğimiz şey; deniz köpüğü gibi, göğün maviliği gibi, olması gereken yerden seyredildikçe var ve güzel olan şey’dir. Deniz köpüğünü dalgaların ucundan toplamaya kalktınız mı avucunuzda birkaç damla tuzlu su kalır. Oysa aynı köpük; dalgaların üstünde, o çalkantıların mucizesi, tacı ve süsü oldukça size Afrodit’i düşündürür. Bu parçada söylenmek istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A Şairler yalnızca sanat yapmak için yazmalıdır. B Bir dilin kendi olanaklarıyla şiir yazmak kimi zaman zordur. C Bir dilin tadını en çok şiirle alabiliriz. D Anadilin güzelliği şiirlerle ortaya konabilir. E Şiir, yazıldığı dildeki özgün söylenişiyle güzeldir. 7. Benim “hayat yolculuğum, emniyet kemerlerine devamlı bağlı, belli coğrafi hedeflere yaptığım uçak yolculuklarına benzedi. Yani, belli bir noktayı hedefledim; yolculuğun tadını çıkaramadan, oraya uçmaya çalıştım. O noktaya vardığımda, başarılıysam sevindim, başarısızsam üzüldüm. Ama hemen, ver elini başka bir hedefe diye, kendimi yine attım uçağın içine. Böylece yaşamım, ne yazık ki, hayat yolculuğu olmaktan çıktı; bir hedeften diğer hedefe yaptığım bir uçak seferi haline geldi. Bu parçanın yazarı, kendisiyle ilgili olarak aşağıdakileri hangisinden yakınmaktadır? A Yaşamaya hiç zaman ayıramamaktan B Saptadığı hedeflerin gerçekçi olmamasından C Çalışmaları için zamanın yetmemesinden D Hep gezmeyi gerektiren işler yapmaktan E Planlı çalışmanın yarattığı olumsuzluklardan 8. Karışık okuyanlar, eline geçen her kitabı okumadan edemeyenler, başkalarının düşüncelerinin nerede sona erdiğini bilemezler. Kendi düşüncelerinin nerede başladığını ayırmakta zorluk çekerler. Bu nedenle de sık sık yanılırlar. Bu parçada, sözü edilen kişilerin eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A Sistemli bir düşünceden yoksun olmaları B Bir kitabı, üzerinde düşünmeden okumaları C Belirli bir seçim yapmadan okumaları D Okurken, başkalarının düşüncelerini önemsiz saymaları E Okuduklarını anlayacak birikime sahip olmamaları 9. Büyük şair neden yetişmiyor artık, diye soranlar oluyor. Bunların, kimi “büyük şair” saydıklarını öğrenmek istiyorsunuz. Tevfik Fikret, Hâmit, Yahya Kemal… diyorlar. Acaba, bugün haklı veya haksız olarak büyük şair sayılanlar, gençlik çağlarında da aynı sıfatla nitelendiriliyorlar mıydı? Sanmıyorum. Gerçek sanatçılara, zamanın kattığı özel bir değer vardır. Günümüzden uzaklaştıkları, eskidikleri, zamanın erozyonuna dayandıkları ölçüde değerlenir bunlar. Bu parçanın yazarına göre, “büyük şair” kimdir? A Zamanımızdan önceki dönemlerde yaşayan B Zamanın sınavına dayanarak günümüze ulaşabilen C Fikret, Hâmit, Yahya Kemal niteliğine erişebilen D Gençlik dönemlerinde “büyük” sıfatıyla nitelendirilmeyen E Her dönemin okurlarının beklentilerine uygun şiirler yazabilen 10. Orhan Veli’nin “Kitabe-i Seng-i Mezar” adlı şiirini sevmemiz, onun Süleyman Efendi’de, gelmiş geçmiş sayısız silik insanı, basit ama ezeli dertleri içinde duymuş, insana varabilmiş olmasındandır. Mersiye, ister Sultan Süleyman, ister Süleyman Efendi için söylenmiş olsun, sanat bakımından birdir. Çünkü, şiirde asıl olan; şairin duyuşu ve bu duyuşun başka türlü söylenmesine imkân olmayacak biçimde kuruluşu, bir şiir iklimi yaratmasıdır. Bu parçadan, aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz? A Şiirde konu değil, söyleyiş biçimi önemlidir. B Sıradan sayılabilecek insanların sorunları da şiir konusu olabilir. C Şiir konusu olmak bakımından, insanlar arasında fark yoktur. D Orhan Veli, basit insanların dertlerini anlattığı şiirlerinde daha başarılıdır. E Kitabe-i Seng-i Mezar, Süleyman Efendi’nin kişiliğinde sıradan insanları dile getirir. 11. Bu kez, “Kadın Korkusu” adlı kitabıyla okur karşısında Duran Yılmaz. Toplam on üç öyküsünün yer aldığı kitabında yazar, doğrusu ya, ilk yapıtındaki Yörük kültürü, Yörük dili, Yörük yaşamı ısrarını kırmış görünüyor. Ayrıca, hayata belli bir gözlükle bakma alışkanlığından da sıyrılmış; geniş açılı bir görüş elde etmiş. Dahası, öykülerini, yerel sözcüklerin yarattığı kapalılıktan kurtarmış. Öykü anlatımını ve konu seçimini düzlüğe çıkarmış Duran Yılmaz. Onun öykücülüğü adına en olumlu gelişmeler bunlar, bizce. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen yazarın olumlu özellikleri arasında belirtilmemiştir? A Hayata çok yönlü bakma B Belli bir yöreye ait sözcüklerden kurtulma C Konu seçimini çeşitlendirme D Belli bir toplumsal kesimi anlatmaktan vazgeçme E Öykü sayısını çoğaltma 12. Okurun gerisinde kalmamak demek, çağının beğenisinin, halkının özlemlerinin, isteklerinin dışında kalmamak demektir. Kopmamak demektir halk çoğunluğundan… Bir fildişi kuleye kapanmamak, kendi özbeğenisinin, bencil tutkularının içinde kalmamak demektir. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada öne sürülen düşünceyle çelişir? A Sanatçı, kendi benliğinin esiri olmamalıdır. B Sanat eseri, halktan kopmamış olmalıdır. C Sanatçı, yaşadığı çağın özelliklerini bilmelidir. D Sanatçı, kişisel duygu ve özlemlere kalıcılık kazandırmalıdır. E Eser, halkın özlemini, beğenisini, isteklerini yansıtabilmelidir. 13. Namık Kemal, zamanına göre gelişmiş ve görkemli bir anlatıma ulaştığı halde, Şinasinin aklına gelen düşünceleri kendiliğinden bulamamıştı. Sonra da Abdülhak Hâmitin etkisiyle şiirini düzeltti. Onlarla tanışıncaya kadar eskinin az çok taklitçisiydi. Yani, düşünceleri Şinasi’den, şiirde gereken coşkuyu da Hâmit’ten aldı. Bunu kendisi de saklamamış, “Edebiyatımızda yenilik, Şinasi’nin ve Hâmit’in dir; ben bir bağlama çizgisiyim!” demiştir. Bu parçada, Namık Kemal ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A Anlatımının yetkinliğine B Düşünce yönünden eksikliğine C Başka sanatçılardan etkilendiğine D Şinasi ile Hâmit’i aştığına E Edebiyattaki yerinin farkında olmasına 14. Kadın, oğlunu kolundan çekti. Geride kalan küçük satıcıya, onu yerin dibine geçirecek bakışlar atarak yürümeye başladı. Oğlu, hâlâ dönüp dönüp geri bakıyor; yaşlı gözlerini başka taraflara çeviren arkadaşını görünce, kendisinin de gözleri yaşarıyordu. Küçük satıcı ise, o titrek ve ince sesiyle bağırıyordu “Beş kuruşa… Arabalar beş kuruşa!..” Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır? A Benzetmeden B Betimlemeden C Öykülemeden D Deyimlerden E Sıfatlardan 15. Hani benim hayallerim, emellerim Suya girince balık sandığım ellerim Bir leğende bir deniz gören ben Bir leğende Çin’e varan yelken Beni ufuklardan ufuklara götüren İçine girmeden bindiğim tren Bu dizelerde işlenen anaduygu, aşağıdakilerden hangisidir? A Uzak ülkeleri gezip görme isteği B Çocukluk günlerine duyulan özlem C Gerçeklerin yarattığı tedirginlik D Yaşam sıkıntısının yol açtığı usanç E Hayal kırıklığının yarattığı mutsuzluk CEVAP ANAHTARI 1. A 2. C 3. B 4. B 5. D 6. E 7. A 8. C 9. B 10. D 11. E 12. D 13. D 14. A 15. B

teog paragraf soruları ve cevapları