şekildeyerleştirecek bir alt yapıya ihtiyaçları vardır. Buna bağlı olarak Arapça sarf ve nahiv disiplinlerinin çok iyi kavranması gerekmektedir. Bu doğrultuda, “Bütün gramer konuları, öncelikle anadilinde öğrenilmelidir.” görüşü benimsenmiş, kitapta gramer konuları Türkçe anlatılmış ve çok sayıdaki örnekle des-
konuanlatimi 9 Şubat 2014 Pazar. Durumu haber alan Sencer, bu suikast teşebbüsünden kurtulduğu gibi, Harezm’e karşı üçüncü defa sefere çıktı (1147). Hazarasb kalesini, iki aylık bir kuşatmadan sonra aldı. Harezmşahlarda bilim ve din dili olarak, Arapça ön sırada yer alırdı. Dîvanlar, fermanlar Farsça
4 Şuhan-e Gazel: kadının güzelliğinden, cezp edişinden ve kadından ve aşktan duyulan zevki anlatan gazele verilen addır. 5- Sofiyane Gazel: Dini inançları, Tasavvufu konu olan ve tarikatları konu alan gazellerdendir. Gazeller kasidelerden daha samimi ve içten anlatım yönüyle ayrılırlar ve daha güzel içerikler taşırlar.
DersKonu Anlatım; Dünyadan Atasözleri; Eğitici Çocuk Şiirleri; Eğitim Haberleri; Eğitim Haberleri. KYK borçlularına müjde gibi haber geldi. 2022 YKS sonuçları ve istatistikleri açıklandı Kitap İnceleme-Özeti; Kutlama-Tören; Multimedyalar (mp3,mp4)
Edebiyattaİlkler ve Enler 2204 kez görüntülendi. Edebiyatta İlkler ve Enler : 1-Edebiyatımızda noktalama işaretini, ilk kez Şinasi "Şair Evlenmesi" nde kullanmıştır. 2-Edebiyatımızda ilk çeviri roman, Kamil Paşa'nın yaptığı Telemak'tır. 3-Edebiyatımızda ilk roman, Taaşşuk-u Talat-ı Fitnat'tır. 4-Edebiyatımızda ilk
Edebiyat Arapça "edep" sözcüğünden türetilen bu kavram, ilk kez Şinasi tarafından günümüzdeki anlamıyla bir sanat türünün adı olarak kullanılmıştır.
Wa8ua. Tasvir, Arapça bir kelime olup “canlı, cansız bütün varlıkları en ince ayrıntılarına kadar tanıtma, yazı veya sözle insan zihninde resim olarak şekillendirme” demektir. Tasvir, bir edebî tür olmadığı ve başlı başına kullanılmadığı hâlde, roman, hikâye gibi eserler ile masallarda geçen olayların, varlıkların anlatımında vazgeçilmez bir yoldur. Tasviri yapan yazarın, anlatımı canlı, dili sade, üslûbu akıcı olmalı, olayları o çevreyi ve varlıkları abartmamalıdır. Tasvirleri güçlü ve gerçekçi olan yazarlara “usta” ve “ölümsüz” sıfatları verilir, böyle yazarların bilgi dağarcıkları zengin, görgüleri gelişmi, genel kültürleri zenginleşmiştir. Tasvir yaparken, dikkat çekmeyen, gereksiz ayrıntılara girmemeli; önce genel daha sonra özel ayrıntılar tasvir edilmelidir. Tasvirde mantıkî sıralama yapılmalı kişi çevre ve madde tanımlanırken kullanılan sıfatlar, sıfat tamlamaları ve benzetmeler özenle seçilmeli, anatımda samimi bir ifâde kullanılmalıdır. Tasvir çeşitleri içerisinde bulunan “bir insanın iç ve dış özelliklerini anlatan” anlatıma “portre” denir. Portre üç grupta incelenir A. Fizikî portre İnsanın yalnız dış görünüşünün boyunun, renginin, sanatçının, gözünün, elbiselerinin vb. fotoğrafını veren tasvirdir. Bu tür portrelerde kişinin dış görünüşü tarafsız olarak, olduğu gibi anlatılır. Yazar, anlatacağı kahramanı ile duygusal ilişkiye girmeden, onu objektif bir görüşle nakletmelidir. Ancak, duygusal görüşle yapılan fizikî portreler, gerçeği yansıtmadığı ve samimi olmadığı için inandırıcı değil, yanıltıcıdır. B. Ruhî portre Bir insanın iç dünyasını, tutum ve davranışlannı tasvir etmeye ruhî ortre denir. Elimizde fotoğrafı veya herhangi bir resim malzemesi ile yapılmış tablosu bulunan bir kişiyi fizikî görünüşü ile tasvir edebiliriz. Fakat, o kişinin iç dünyasını tanımak için onunla çok uzun yıllar birlikte olmak, onu yıllarca gözlemek gerekir. Neden ve nelere üzüldüğünü, neye ve niçin sevindiğini, yardımsever olup olmadığını, sevecenliğini, güzel ve güzellik anlayışını, doğa ve hayvan sevgisinin derecesini, yani bir bütün olarak karakterini öğrenebilmek için bir insanı uzun yıllar tanımalıyız. Ancak, bu yakın temas sonucunda, bir kişinin ruhî yapısı tasvir edilebilir. Kulaktan dolma, üçüncü şahıslardan naklen edinilen bilgilerle, başkalarının hakkında yazdıklarıyla ruhî portre çizmek, gerçekçilikle bağdaşmaz. C. Fizikî ve ruhî portre Romanlarda veya hikâyelerde geçen kahraman lardan bazılarının iç ve dış görünüşünün bir arada tasvir edilmesidir. Kişiler tanıtılırken, genellikle bu tür portre tasviri yapılır. » “Kompozisyon“ sayfasına dön! Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları... Yazdır! Bu Yazıyı Paylaşın!
Oluşturulma Tarihi Nisan 13, 2022 1642Yeni yeni Arapça öğrenmeye başlayan bireyler için Munfasıl zamirleri öğrenmek oldukça önemlidir. Çünkü Munfasıl zamirlerin Arapçada oldukça önemli bir yerinin varlığı söz konusudur. Bundan dolayı da Arapça öğrenen kişilerin bu konuya hakim olmaları gerekmektedir. Munfasıl zamirler nedir? Arapçada muttasıl zamirler anlamları ve örnekleri ile konu anlatımını detaylarıyla isim yerini tutmaktadır. Bu doğrultuda Arapçada zamirler iki şekilde varlık göstermektedir. Bunlar munfasıl ve muttasıl zamirler şeklinde olmaktadır. Bilindiği üzere ismin yerini tutan kelimeler zamir olarak ifade edilmektedir. Arapçada munfasıl zamirler ayrık zamir olarak tabir edilirler. Muttasıl zamirler ise bitişik zamir olarak tabir edilen zamirler olarak karşımıza çıkmaktadır. Munfasıl Zamirler Nedir? Munfasıl zamirler kelimelere bitişmeden farklı bir kelime olarak yazılabilen zamirlerdir. Munfasıl zamirler kendi aralarında iki çeşit olarak bulunmaktadır. Bunlar; - Mansub munfasıl zamir - Merfu munfasıl zamir Munfasıl zamirler, Türkçe dilinde olan biz, siz, ben, sen, o, onlar kişi zamirleri olarak ifade edilirler. Örneğin; "Kemal öğrencidir "biçiminde bir cümle kurulduğunda yine Kemal'den bahsedilecek olan ikinci cümlede Kemal yerine "hüve" zamiri kullanımı söz konusu olmaktadır. Burada Kemal mübteda olmaktadır. Kemal yerine kullanılan "hüve" de cümle içerisinde mübteda olmaktadır. Merfu Munfasıl Zamir Zamirlerin sonları cümlede bulunmakta oldukları yerlere göre farklılık göstermemektedir. Bunlar "mebni" kelime olarak adlandırılmaktadır. Mebni kelime; cümle içinde bulunan yeri neresi olursa olsun, her zaman fail yahut mef'ul, mezafun ileyh fark etmeden her daim tek hal olarak olan kelimelere verilen addır. Merfu munfasıl zamir, ref olması gerekliliği söz konusu olan durumlarda kullanılmaktadır. Bu zamirler ayrı bir şekilde yazılırlar. Bu sbeepten dolayı da bu zamirlerin kullanılmış olduğu cümlelerde zamir çoğunlukla cümlenin ögesi olan mübteda şeklindedir. Mef'ul munfasıl zamirlerin başa geçmesi söz konusu olan durumlarda vurgunun kuvvetlenmesi için yalnız, sana, ancak, ancak ona anlamlarını kazandırmaktadır. Fail munfasıl zamirler bulunmakta oldukları cümle içerisinde ismin yerini tutarak fail yerine geçerler. Fail zamirler fiiller ile kullanıldıklarında fiilin önünde kullanılırlar. Bu şekildeki kullanımının dışında fiilden sonra gelmesi halinde failine vurgu kazandırmaktadır. Arapçada Muttasıl Zamirler Anlamları ve Örnekleri İle Konu Anlatımı Arapça muttasıl zamirlerde, zamir birleşmiş olan isimden sonra gelmekte ise o muttasıl zamirin mukabili olan munfasıl zamir ise anlamın pekişmesini sağlamaktadır. هُمْ ile أَنْتُمْ munfasıl zamirlerinin ardından hemze-i vasıl gelmesi durumunda cazimli mimler zamme ile hareket kazanmaktadır. Arapça'da kelimeye bitişik zamire muttasıl zamir denilmektedir. Muttasıl zamir fiile birleştiği gibi isimlerin ve harf-i cer gibi harflerin de sonuna birleşmektedir. Fiillerin sonuna birleşen şahıs zamirleri içinde bulunduğu cümlenin fâili olur. Örnek كَتَبْناَ Biz yazdık ve كَتَبْتُ Ben yazdım fiilindeki bulunan تُ ve ناَ zamirleri fâildir. Esasında fâilin harekesi merfû zamme hükmüne sahiptir. Fakat zamirler mebnî oldukları için mahallen merfûdurlar son harflerinin harekesi mahalleri itibariyle ötre konumunda bulunmaktadır. لدَّرْ الدَّرْسَ Mef’ûl Fiil+Fâil Fiillere birleşmekte olan fâil muttasıl zamirler hatırlanacağı üzere toplu olarak şöylenmektedir Çoğul İkil Tekil وُا onlar اَ o ikisi o Müzekker تُمْ sizler تُماَ siz ikiniz تَ sen Müzekker ْنَ onlar تاَ o ikisi o Müennes ناَ bizler ناَ biz ikimiz تُ ben Müzekker & Müennes تُنَّ sizler تُماَ siz ikiniz تِ senMüennes Fiillere birleşen bu fâil zamirler isimlere birleşmezler. Aşağıda belirtilen zamirler ise hem isimlerin sonuna hem de mef’ûl zamirler olarak fiillerin sonuna birleşim gösterirler Cümle içerisinde isimlerin sonuna birleşen zamirler, isim tamlaması [muzâf tamlanan-muzâfun ileyh tamlayan] biçiminde o ismin kime ait olduğunu bildirmektedir. Sonuna zamir alan sözcük ise artık harf-i tarif almaz. Çünkü zaten belirli bir hale gelmiş durumdadır. Örnek قَلَمُكَ Senin Kalemin + Muzâf İsimlerin sonuna eklenmiş olan birleşik zamirlerin tablo halinde gösterimi ise şu şekildedir Çoğul İkil Tekil قَلَمُناَ bizim kalemimiz قَلَمُناَ ikimizin kalemi قَلَمِي benim kalemim Müzekker & Müennes قَلَمُهُنَّ onların kalemi قَلَمُهُماَ o ikisinin kalemi قَلَمُهَا onun kalemi Müennes قَلَمُهُمْ onların kalemi قَلَمُهُماَ o ikisinin kalemi قَلَمُهُ onun kalemi Müzekker قَلَمُكُنَّ sizlerin kalemi قَلَمُكُمَا ikinizin kalemi قَلَمُكِ senin kalemin Müennes قَلَمُكُمْ sizlerin kalemi قَلَمُكُمَا ikinizin kalemi قَلَمُكَ senin kalemin Müzekker
arapça haber çeşitleri konu anlatımı