0. Kayıp Kent 03.01.2007 - 21:48. Tamirci Çırağı. Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar. Ümit gönlümün ekmeği umar ha umar umar. Elleri ak yumuk yumuk ojeli tırnakları. Nerelere gizlesin şu avucun nasırları. Otomobil tamire geldi dün bizim tamirhaneye. Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye. Duman Gözleri Kanlı Şarkı Sözü,Duman Gözleri Kanlı Şarkı Sözleri,Masum Bir Can Özgür Vicdan Şarkısı Sözleri,Kanadı Yok Yeniden Uçmak İçin Şarkısı Sözleri,Gözyaşı Dinmedi Bitmedi Şarkısı Sözleri Masum Bir Can Özgür Vicdan Hain Diye Destan Yaratırlar inanırlar Olmaz Durulmaz Yakışmaz Gözyaşı Dinmedi Bitmedi Türkiye’nin ekonomik çelişkisini yazdı: 'Ucuz işçi cennetinde enflasyon ve fakirlik cehenneminde modern köle olmak' Aramalar tamirci çırağı notası, isci ciragi sozler, tamirci cıragı sözleri kıraç, kıraç işçisin sen işçi kal dinle, işcisin söz, tamirci çırağı şarkı söleri, tamirci çırağı söz yazarı, krac iscisin sen isci kal, Barış akarsu tamirci sözler, cırak baris manco sozleri CemKaraca- kendine özgü yorumu, tamircinin aşkı harika bir klip olmuş.. "Tamirci Çırağı - İşçisin sen işçi kal" Mükemmel bir çalışma tek kelime ile harika, İşçisinsen köle ol! "Ömrü boyunca bir kere bile tahtakurusu ile karşılaşmamış olanlar, işçiler tahtakurularına bir müddet daha tahammül edemedikleri için kızıyor" kOXqyH. Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar Elleri ak yumuk yumuk ojeli tırnakları Nerelere gizlesin şu avcun nasırları Otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye Ayağında uzun etek dalga dalga saçları Ustam seslendi uzaktan oğlum al takımları Bir romanda okumuştum buna benzer bir şeyi Cildi parlak kağıt kaplı pahalı bir kitaptı Ne olmuş nasıl olmuşsa aşık olmuştu genç kız Yine böyle bir durumda tamirci çırağına Ustama dedimki bu gün giymeyim tutlumlarıı Arkası puslu aynamda taradım saçlarımı Gelecekti bugün geri arabayı almaya O romandaki hayali belki gerçek yapmaya Durdu zaman durdu dünya girdi içeri kapıdan Öylede bakakaldım gözümü ayırmadan Çekti gitti arabayla egzozuna boğuldum Gözümde omurcuk yaşlar ağır ağır doğruldum Ustam geldi sırtıma vurdu unut dedi romanları İşcisin sen işçi kal giy dedi tulumları x4 "hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar, hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar" işçisin sen işçi kal benimde şu cihandan gidişim hey canım rina nay rinna rinna naymemleket sevdasından heyy canım heyyyy hanimini hüppen denzigi banna rep rep kefeşle tayyüş ille de kıtmir rep rep "...ne yalnızlık ne de yalan üzmesin senidogarken agladi insan bu son olsun bu son..." "sen ülkede ki halkım, savaşta ki askerim ekinim ve uretenimsin. birisi söylemişti hatta bir zamanlar sen efendimsin". mükemmel bir söz çünkü yakın geleceğimize dair mükemmel bir kehanet"bunların hiçbiri onları kurtaramayacak". beni o limana çıkaramazsınçok yorgunum sevda kuşun kanadında , ürkütürsen tutamazsın ökse ile sapanla vurursun da saramazsın hayat sırrının suyunu , çeşmelerden bulamazsın ansızın bir deli çaydan içersin de kanamazsın. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Gönlüme bir ateş düştü, yanar ha, yanar, yanar Ümit gönlümün ekmeği, umar ha, umar, umar Elleri ak, yumuk yumuk, ojeli tırnakları Nerelere gizlesin şu avucun nasırları? Otomobili tamire geldi dün bizim tamirhaneye Görür görmez vurularak başladım ben sevmeye Ayağında uzun etek, dalga dalga saçları Ustam seslendi uzaktan, "Oğlum, al takımları" Ustam seslendi uzaktan, "Oğlum, al takımları" Bir romanda okumuştum buna benzer bir şeyi Cildi parlak kâğıt kaplı, pahalı bir kitaptı Ne olmuş, nasıl olmuşsa âşık olmuştu genç kız Yine böyle bir durumda tamirci çırağına Ustama dedim ki, "Bugün giymeyim tulumları" Arkası puslu aynamda taradım saçlarımı Gelecekti bugün geri arabayı almaya O romandaki hayali belki gerçek yapmaya Romanlardaki hayali belki gerçek yapmaya Durdu zaman, durdu dünya, girdi içeri kapıdan Durdu zaman, durdu dünya, girdi içeri kapıdan Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan Öylece bakakaldım gözümü ayırmadan Arabanın kapısını açtım, açtım, girsin içeri Arabanın kapısını açtım, girsin içeri Kalktı hilal kaşları, sordu "Kim bu serseri?" Kalktı hilal kaşları, sordu "Kim bu serseri?" Çekti gitti arabayla, egzozuna boğuldum Gözümde tomurcuk yaşlar, ağır ağır doğruldum Ustam geldi, sırtıma vurdu, "Unut" dedi "romanları" İşçisin sen, işçi kal, "Giy" dedi "tulumları" İşçisin sen, işçi kal, "Giy" dedi "tulumları" İşçisin sen, işçi kal, "Giy" dedi "tulumları" İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal İşçisin sen, işçi kal Efkar istiyorsan, Ados-Gri, Sagopa-Sessiz ve Yalnız Daha hayatın içinden sert şeyler istiyorsan, Ceza-Kim Bilir, Contra-Ters Yönbunun sözleri çok etkileyici youtubeden anlamlarını bulabilirsin, Heja ft. Sansar Salvo-Anlatbunun da anlamı derin, youtubedeki klibinin yorumlarında vardı olayı, Sagopa-Sertlik Kanında Var Hayatın, Sagopa-Söylenecek Çok Şey Var, Sagopa-Gölge HaramileriGenel olarak Ceza'ya laf çarpıtıyor, en sonda da Yavuz Sultan Selim'in yazdığı bir dörtlüğü söylüyor, çok keyifli., Sansar Salvo ft. Ceza-Hedefini Bul, Anıl Piyancı ft. Emrah Karakuyu-1 Lira. Hayatın içinden slow, Eypio-Umudum Kalmadı, Kezzo ft. Eypio-Kaybım Çok, Sagopa Eskileri anmak istersen, Kezzo-Ne Çabuk Geçtin Zaman, Yener Çevik-Çocuk, Cem Karaca'nın 1975 yılında dönemin siyasi iklimine uygun olarak kaleme aldığı ünlü "Tamirci Çırağı" isimli şarkısındaki çırağın fiyakalı-zengin-güzel kız hayalleri ile sınıf atlama isteğini; şarkı sonundaki ünlü "işçisin sen işçi kal" dizesi ile sonlandırdığı işçinin durumunu düşündüm. Her ne kadar "yahu neden işçi kalsın bırak genel müdür olsun adamcağız" demenizi duyar gibiyim. Bazılarının ise bu başlığın mesleğimizle ilgisi nedir sorusunu sorduğunu da işittim gibi... İşçi olmayı düşük bir sosyal statü olarak algılayacak bir sosyal ortamda, konuyu sınıfsal temelde irdelemek gerekiyor."İşçi" kavramında kastedilen kol veya zihin emeği ile hayatlarını kazanan kişilerin mensubu oldukları sosyal sınıfın bilincini taşımalarıdır."Sınıf atlama" mefhumu 12 Eylül sonrasında tüm topluma dayatılan "bireysel" kurtuluş yolu olarak sunulmuştur. Oysa 70'li yıllarda ancak sınıfına kenetlenerek, örgütlenerek veya dayanışarak elde edilebilecek kazanımı "kollektif" kurtuluş yolu olarak tanımlayabiliriz. Nitekim yıllar geçse de sınıf bilincinin korunması olgusu ve buna bağlı olarak sınıf çıkarlarının kollektif olarak geliştirilmesi ve örgütlenmesinin gereği hiç mesleğinin çıkarlarının korunması ancak ve ancak meslektaşlarla dayanışma içinde mümkün olabilmektedir. Cem karaca şarkısında "zengin kız" hayali kuran işçiyi; rehberlik mesleğinde sağlam konumlu acenteci arkadaş edinme, "hanutu" yüksek işler ve hayyaller peşinden koşma, "back-to-back" tur kapma durumlarına kısa vadede büyük meblağları kazanma isteğinin tezahürü bir vadede icra edilen faaliyetlerin orta ve uzun vadede işin öz niteliğine zarar verip vermediğine, mesleki hakların önem arz edip etmediğine, kişisel kurtuluşun kollektif kurtuluşa göre daha önemli olup olmadığının değerlendirilmesi olmadığı gibi; sorgulama dahi yapılmaz. Bilinmez ki kurtuluşu birilerinin meslek hakları için koşturmasını beklemekten ziyade; hepimiz haklarımız adına ilkeli ve sağlam ve bir arada dayanışma içinde durursak hiç kimselere "yakın olmanın", "onlara yaranmanın", "süklüm-büklüm olmanın" gereği kalmayacaktır. Hepimize dayatılan "minimum maliyet-maksimum karlılık" girdapından en az düzeyde etkilenecek bir meslek grubu olmak hepimizin elinde.... Düşük maliyet adına düşük hizmet satın alınması sonucu hayatlarımızın sürekli tehlikeye atıldığını hepimiz bağlı olarak; *Az mazot yakan araçların tercih edilmesi, *Az veya hiç maaş almayan kaptanların tercih edilmesi, *Az maliyetli otel ve restoranların tercih edilmesi, *Az maliyetli operasyonların tercih edilmesi, *Az maliyetli ören yeri ve müzelerin tercih edilmesi tesadüf mü? Hepsi ama hepsi çok ama pek çok ve daha çok ve en çok kar elde etmek için yapılmıyor mu? Bu denklemde kendi mesleğimizin durduğu veya duracağı yeri belirlemek için birbirimizden başka kimselere güvenmememiz gerektiği görülmedimüyor mu mi? Ölen, sakat kalan, hastalanan, kalp krizi geçiren, sigorta güvencesi olmayan, mağdur olan, gözü yaşlı eş ve çocukları kalan, yaşlılıkla-işsizlikle boğuşan meslektaşlarımızı düşünelim...Yıllardır dayanışma içinde olsa idik en azından bazılarının yaralarına merhem olamaz mıydık? "Çalışma koşullarını piyasa belirler" cümlesini bize ezberletenlere verilecek cevabımız ancak birbirimiz kollamakla tersine kuyusunu kazarak, ipini çekerek, işini-aşını çalarak ve "fiyat kırarak" ancak yukarıda sözü edilen "az maliyet" isteyenlere faydamız olur. Mesleğimizi yapılan tüm saldırılara rağmen tüm meslektaşlarımız adına kabul edilebilir ve saygın bir noktaya taşımanın temel yolu rehber kalmak olacaktır.Acenteci da olsan Birazcık güvensek birbirimize, biraz yanımızda-arkamızda-önümüzde ama dayanışarak durabilsek... Yani rehber kalarak.... Not1 1618 sayılı yasada yapılması tasarlanan değişiklikleri gerek elektronik post göndererek gerekse de ıslak imzalı olarak protesto eden tüm meslektaşlarımızı sevgiyle selamlarım...Tüm eş-dost-akrabayı da kampanyalara müdahil edelim... Not2Tüm rehber kalmış acenteci dostlarımızı tenzih ediyorum...

işcisin sen işci kal şarkısı sözleri