Erkenteşhis edilmemesi durumunda, ameliyat, radyasyon terapisi ve kemoterapiye gerek duyulabilir. 5 yıl boyunca hayatta kalma oranı yüzde 50 olmakla birlikte, nadir de olsa ölümcül vakalar da meydana gelebilir. Tahminlerin netleştirilememesinin en büyük sebebi, belirtilerin net olarak ortaya çıkmamasıdır. Seefull list on guvercin.info Akut ve subakut seyir gösteren hastalık tablosu , seröz bazende mukoz rhinitis , konjunktivitis , tracheitis , pneumonitis ve •Virüsü teşhis etmek GÜVERCİNHASTALIKLARI VE BELİRTİLERİ TABLOSU. HASTALIK ADI. GÖSTERDİĞİ BELİRLERİ. Streptococosis. Ayak ve kanat eklemlerinde iltahaplanma ve açık yara oluşumu. Belirgin ağırlık kaybı kayıtsızlık yeşilimsi çamur gibi ishal kusma karın ve bağırsak bölgesinde şişkinlik kanı koyulaşma ve eflatunumsu bir renk alma Wiegroß ist die Gefahr, sich in Deutschland mit dem Coronavirus anzustecken? Welche Vorbereitungen zum Schutz wurden getroffen? Fragen und Antworten. ErkenTeşhis Hayat Kurtarır. Her yıl Ekim Ayı Meme Kanseri farkındalığılıyla toplumu bilinçlendirerek erken tanı ve teşhisin öneminin anlatıldığı bir aydır. Bu kapsamda Hendek İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından Hendek 2.Organize Bölge Sanayide yer alan Çamsan Fabrikası çalışanlarına Meme Kanseri ve Erken Tanının önemi ile ilgili bir seminer dü zfcKV. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Akdur, yaptığı açıklamada, "Türkiye'de son elli yılın hastalık tabloları incelendiğinde, bundan otuz yıl öncesine kadar zatürre, sıtma, tüberküloz, kızamık ve ishalle seyreden hastalıklar ilk on sıraya giren hastalıklar içinde sayılırken günümüzde ilk on sıraya giren hastalıklar içinde bu bulaşıcı hastalıkların adı bile geçmiyor" Dr. Akdur, günümüzde hastalıkların ilk on sırasında ise; kalp-damar hastalıkları, özellikle hipertansiyon ve damar setliği, kanser, metabolik sendrom, obezite yaşlılık sorunları ve kazalar gibi sorunların ön plana çıktığını; gerek hastalıklar gerekse ölümler açısından tabloya bu görüntünün hakim olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akdur şunları söyledi "Bundan kırk elli yıl önce bulaşıcı hastalıkları denildiğinde Türkiye'de; difteri, boğmaca , tetanos, kızamık, kolera, dizanteri gibi hastalıklar akla gelmekte ve tabloya bu hastalıklar hakim olmakta idi. Çoğu aşı ile korunabilen bu hastalıkların artık adı bile anılmıyor ve neredeyse sahneden tamamen silindi. Günümüzde bulaşıcı hastalıkları denildiğinde AIDS, Kırım Kongo Ateşi, Sars, kuş gribi gibi yeni enfeksiyon hastalıkları akla gelmekte ve tabloya tamamen bu hastalıklar hakim oldu." "50 yıl önce bebek ölümleri vardı, şimdi yaşlı ölümleri var" Prof. Dr. Akdur, 50 yıl öncesine göre ölüm tablosunda da değişiklikler yaşandığına işaret ederek "Bundan elli yıl önce ölümler içinde genç yaş ölümleri özellikle de bebek ölümleri tabloya hakim iken artık günümüzde yaşlı ölümleri tabloya hakim oldu" bebek ölümleri içinde zatürree ve ishal ölümlerinin önemli bir paya sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Akdur, "Artık günümüzde bu nedenlerle ölümler azaldı. Yerini yeni doğan ve doğumdan gelen anomalilere bağlı ölümlere bıraktı" dedi. Erişkin ölümlerinde ise eskiden tüberküloz, zatürree gibi hastalıkların önemli bir yere sahip olduğunu kaydeden Prof. Dr. Akdur, "Günümüzde ise erişkin ölümlerinin en önemli nedeni kap-damar hastalıkları, kanser ve kazalardır. Ölüm nedenleri içinde enfeksiyon ölümleri sahneden çekilirken, tabloya kalp damar hastalıkları ve kanser hakim olmaya başladı" diye Dr. Akdur şöyle devam etti "Türkiye'de bundan elli yıl öncesine göre ölüm oranları çok daha düşük. Azalma ise daha çok genç nesil ölümlerinde kendini gösteriyor. Özellikle beş yaş altı, yani çocuk ve bebek ölümlerinin önlenmesine bağlı. Buna karşılık yaşlı ölümleri, bir başka söylemle 65 yaş üstü ölümlerinin tüm ölümler içindeki payı hızla artıyor. Ölüm tablolarındaki temel değişikliklerden biri de ölüm nedenlerinde meydana gelmektedir. Geçmişte enfeksiyon hastalıkları ve benzeri önlenebilir nedenlerle meydana gelen ölümler tüm ölümler içinde önemli bir paya sahip iken, bu pay hızla azalmıştır. Buna karşılık kalp damar hastalıları, nsere ve kazaları gibi nedenlerle ölümlerin tüm ölümler içindeki payı hızla artmaktadır." Güvercin hastalıkları ve tedavisi? Dünyanın her yerinde görülen ve ülkemizde güvercin adı verilen kuş türünün evrensel adı Columbadır. Kutuplar hariç olmak üzere dünyanın her yerinde farklı isimler ve binlerce türe sahip bir kuş türüdür. Yaşam alanları farklılık gösterse de insanlar tarafından beslenme oranı hemen hemen her ülkede sayısını arttırarak devam etmektedir. Özellikle hızlı ve çabuk çoğalabilen bir kuş türüdür. Cinslerine göre bitkisel beslenen kuş türleri fazlalık gösterse de salyangoz gibi küçük böcek ve sürüngen türleri ile beslenen cinsleri de bulunmaktadır. Halk arasında büyük türler; güvercin, küçük türler ise; kumru olarak adlandırılır. Bu adlandırma zaman zaman iki farklı tür olarak algılansa da aslında kumru da bir güvercin türüdür. Ülkemiz birçok güvercin türüne ev sahipliği yapsa da genel olarak besleme açısından en çok tercih edilen ve isimleri bilinen kuşlar; kaya güvercini, gökgüvercin ve tahtalı güvercindir. Yaygın olmasının ana nedeni ise bu tür güvercinlerin yavrularının evcilleşmenin diğer türlere göre daha kolay olması ve evcilleştikten sonra da yuvalarına aşırı bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. Güvercin Hastalıklarının Tedavi Yöntemleri Güvercingiller familyası, Kutuplar hariç olmak üzere dünyanın her yerinde farklı tür ve farklı isimlerle varlığını sürdürdüğü gibi farklı beslenme çeşitleri ile de karşımıza çıkabilir. Özellikle bu beslenme farklılıklarından meydana gelen tehlikeli ve tehlikesiz birçok hastalığı da hayatımıza taşıma tehlikesi vardır. Daha çok güvercin besleyenlerde görülen, bulaşıcı olabilen hatta ölümcül tehlike doğurabilen hastalıklardan korunmak için öncelikle hastalıkların ne olduğunu ve daha önemlisi nasıl belirtiler ile karşımıza çıkacağını bilmek gerekir. Tedavi yöntemleri hastalıkların belirtilerini ve ismini belirledikten sonra alınması gereken önlemlere daha net ulaşılmasını sağlar. Özellikle güvercin besleyicileri başta olmak üzere tüm güvercin sevenlerin tedaviye giden yolda öncelikle hastalığı ve nedenleri bilmesi gereklidir. Yaygın Ve Bilinen Güvercin Hastalıkları Nelerdir? Bilinen güvercin hastalıkları tıpkı güvercin türleri gibi farklılık gösterir ve belirtileri de aynı şekilde farklıdır. Bu güvercin hastalıkları kendi arasında gruplara ayrılmıştır. Sıklıkla beslenme şekillerine göre karşımıza çıkan bu farklılıklar gruplaşmaya neden olmuştur. Türlerine göre;• Virüs Kökenli Güvercin Hastalıkları• Mantar ismi de verilen Fungal Güvercin Hastalıkları• Bakteriyel Güvercin Hastalıkları• Parazit Güvercin Hastalıkları Tek hücreli anlamına gelen Protozon Kökenli Güvercin Hatalıkları olmak üzere kendi arasında 5 farklı başlık olarak karşımıza çıkar. Her bir türün belirtiler ve tedavi yöntemleri farklı olacağı gibi benzerlik gösterenleri de olabilir. Hastalık türlerinin bilimsel sınıflandırılması bu şekilde olsa da her bir tür hastalık kendi içinde farklı isimlere ayrıldığı gibi belirtilerine kadar farklılık gösterebilir. Güvercin Hastalıkları ve Tedavisi NedirMeydana Gelebilecek Güvercin Hastalık Belirtileri Güvercin türlerinde en sık görülen hastalık çeşidi bakteriyel hastalıklardır. Kendi türleri içerisinde olan ve meydana gelebilecek Streptocosis hastalığının en belirgin ve anlaşılır belirtileri güvercinde meydana gelen karın ve bağırsak bölgelerinde şişlik, güvercin türlerinde meydana gelen devamlı kusma ve yeterince beslenememe, ayak ve kanat kısımlarında açık ve büyüyen yaraların görülmesi şeklinde meydana gelebilir. Bu hastalık zamanla güvercinde uçamam ve hareket edememeye neden olarak kısa zamanda ölüme götüren en tehlikeli hastalık çeşididir. Yine en yaygın bakteriyel hastalık türü olan ve kolera olarak bilinen Psterurolosis ise güvercinlerde aniden meydana gelir ve yaklaşık olarak bir hafta içerisinde ölümle sonuçlanabilir. Güvercine dokunulduğunda aşırı sıcak olmasından, yem yemeyi öce yavaş yavaş sonra tamamen bırakmasından ve kanla karışık dışkıdan belli olur. Güvercin türlerinin en hızlı ve acılı öldüğü hastalık olarak bilinmektedir. Verem olarak bilinen Tuberculosis hastalığı ise ölümle sonuçlanan bir hastalıktır. Baş kısmındaki tüylerin hızlı bir şekilde tamamen dökülmesi ile kendini belli eder. Bu belirtiler güvercinde görülen kilo kaybına bağlı küçülme ve tüylerin döküldüğü kısımlarda meydana gelen yaralar ile kendini göstererek devam eder. Paratifo olarak bilinen ve Salmonella olarak adlandırılan hastalık ise genellikle yavru güvercinlerde yani kumrularda görülen yaygın bir türdür. Kanatlarda şişmeler ile kendini belli edebildiği gibi aksak yürüme olarak da belli olabilir. Hastalığın beyinde meydana gelmesi durumunda güvercin başını sürekli sallar bu duruma sallabaş adı verilir. Sallabaş durumu gözlenen türlerde sonuç ne yazık ki ölümdür. Çoğunlukla bakteriyel hastalıklardan meydana gelen bu hastalıklar genel olarak değerlendirildiğinde türlerde kilo kaybına bağlı küçülme, fazla ateş, kısmi bölgelerde tüy dökülmesi ve kelleşme, ishal, kusma, iştahsızlığa bağlı yememe durumu olarak karşımıza çıkacaktır. Tavsiye Bağlantı Taklacı Güvercin Bakımı ve Özellikleri Yaygın Güvercin Hastalıkları Tedavi Yöntemleri Her türde isimden beslenme şekline hatta hastalık şekline ve belirtilerine göre farklılıklar görüldüğü gibi tedavi yöntemlerinde farklılıklar görülmektedir. Bu farklılıklar ancak uzmanlarca anlaşılabilecek şekilde birbiri ile benzerlik göstermektedir. Kişiler belirli hastalık özelliklerini görüyor ise öncelikle kuş kümes ortamından uzaklaştırılarak diğer güvercinlerden ayrılmalı ve aşırı sıcak olmayan ılık bir ortama alınmalıdır. Yiyeceklerini ve suyunu yenileyerek farklı kaplara koymalı ve özellikle yüksek alanlarda kesinlikle uçuş yaptırılmamalıdır. Aynı zamanda mutlaka bir uzmana danışılmalıdır. Bazı hatalıklar kısa süre içinde geçmiş gibi görünse de ölüme neden olan sinsi bir hastalık türünün ilerleme evrelerinden biri olabilir. Uzman bir veteriner de bulguların benzerliğinde dolayı kesin bir teşhis ve tedavi yöntemi bulamayabilir. Kesin olmayan bir hastalık türü belirlenmeden tahmini bir ilaç kullanarak tedavi yapmak ölümleri hızlandırmak demektir. Bu yola başvurmadan önce dışkı veya yan örneği alınarak laboratuvarda inceleme ve ardından hastalığın teşhisini koyma tedaviye o şekilde başlamak daha doğru bir ilerleme kaydetmeyi sağlayacaktır. Güvercin yetiştiriciliği yaygın bir hobi olduğu için başkalarının fikirlerini uzaman onayı almadan denemekte bir tedavi yönteminden çok hastalığı hızlandırmaya neden olabilir. Güvercin Hastalıklarını Önlemek ve Korunmak İçin Neler Yapılır? Bütün hastalıklar olmasa da genellikle meydana gelen hastalıkların çoğu bilinçsiz yetiştiriciliktir. Gittikçe fazla kişi tarafından tercih edilmeye başlanan güvercin yetiştirme hobisi ne yazık ki bilinçsiz bir kesim meydana getirmektedir. Öncelikle beslenen türün hangi tür olduğu ve hangi iklimlerde yaşadığı iyice araştırılmalıdır. Beslenme şekli, büyüme şekli ile ilgili bilgi edinilmeli ve gerekirse tecrübeli yetiştiricilerden yardım alınmalıdır. Güvercini tanıma aşamasından sonra ölümlere neden olan en önemli etken temizliktir. Yetiştirici tür ve beslenme ile ilgili ne kadar bilgiye sahip olursa olsun temiz olmayan bir kümeste hastalık ihtimali her zaman daha fazladır. Bu ihtimal sadece hayvanlara zarar vermenin yanında kişilere da zarar vererek kişilerde de hastalıklara neden olabilir. Sağlıklı ve çok sayıda güvercini beslemenin en önemli formülü yaşam alanını her zaman ilk günkü kadar temiz tutmaktır. Tecrübeli ve iyi bir yetiştirici kümes içini ve etrafını uzmanlar tarafından önerilen anti bakteriyel solüsyonlarla temizlemelidir. Tüm bunlarla birlikte kümeste yapılmayan temizlikler ve uygulanmayan bakım şekilleri güvercinlerde hastalıklara neden olabileceği gibi çevredeki insanlara da geçebilir. Bunu önlemek için hasta olduğu düşünülen hiç bir güvercine hatta hiç bir hayvana çıplak elle dokunulmamalıdır. Dokunulması durumunda eller iyice yıkanmalı ve meydana gelen rahatsızlıklar küçümsenmemeli hemen bir uzman doktora danışılmalı yapılan tahlillerle net bir sonuç elde edilmelidir. Güvercin ve Hastalık Disease and pigeonsGüvercinlerde bazı önemli hastalıklardan söz etmeden önce hastalık konusunda temel bazı bilgilere göz atmak gerekir. Zira hastalığın oluşumu ve sonuçlarını genel anlamda bilirsek kümesimizin sağlığını o denli etkin koruyabiliriz. Önemli bir konu gizli seyreden enfeksiyonların için güvercinlerimizin iyi gözlenmesi yanısıra hastalık ve ölümlerin tanımlanması da çok önemlidir. Zira belli bir hastalıkla etkin şekilde mücadele ancak o hastalık iyi tanımlanabilirse ne demektir? Çevreden etki eden faktörler sonucunda kalıtsal bozukluklar hariç organların veya organ sistemlerinin normal fonksiyonlarını yerine getirememesine hastalık denir. Hastalık yapıcı faktörler iki grupta yol açan faktörler Hayvanın içinde yada üzerinde gelişen ve vücut dokusunu tahrip eden, belli maddeler salgılayan hastalık yapıcı etmenlerdir. Vücut buna karşı bazı önlemler alır. Bu tip hastalıklara enfeksiyöz hastalıklar olmayan hastalıklar Hastalığa neden olan ve yukarıdaki tanımlamanın dışında kalan tüm diğer nedenlerdir. Enfeksiyöz olmayan hastalıklara neden hastalık ortaya çıktığında enfeksiyöz yada enfeksiyöz olmayan nedenlerden mi kaynaklandığını bulmak güçtür. Hastalıkların ortaya çıkışında genellikle birçok faktor birlikte güvercinin herhangi bir hastalık etmeni ile enfekte olması hemen hastalanması anlamına gelmez. Hastalık etmeninin vücuda girişi ile hastalık oluşturması arasında üç aşama AşamaHastalık etmenleri vücuda girerler ancak vücutta çoğalamazlar. Bu tip enfeksiyonlar güvercin vücuduna zarar vermezler. 2. AşamaVücuda giren hastalık etmeni vücutta çoğalabilir. Hastalık oluşmadan, hayvanın vücudu hastalık etmenlerinin çoğalmasını önleyebilirse bu takdirde sessiz enfeksiyondan bahsedilir. Bu tip enfeksiyonlar güvercinin o etmene karşı bağışıklık geliştirmesiyle sonuçlanır. Ancak bu hayvanlar bağışıklık oluştuktan sonrada söz konusu etmeni çevreye yayarlar. Bu tip bir enfeksiyon riski genellikle fark edilmez. 3. AşamaGüvercin hastalık etmeninin çoğalmasını durduramazsa etmenin zararı başlar ve hastalık belirtileri görülmeye başlanır. Bunun sonucunda hayvan ölebilir. Stres durumlarında sessiz enfeksiyonların da zararlı enfeksiyonlara dönüşmeleri mümkündür. Hastalıkların bulaşması iki yolla olabilir. Birincisi enfekte olmuş bir güvercinden doğrudan enfekte olmamışlara bulaşabilir. İkinci yol ise enfekte olmuş güvercinin çevreye mikropları bulaştırmasıyla diğer güvercinler enfekte olabilirler. Her zaman sessiz enfeksiyonu olan bir güvercin veya bulaşık bir çevre sağlıklı güvercinlerin de hastalanmasına neden hangi durumlarda ortaya çıktığı hastalık etmeninin yoğunluğuna sayısına, hastalık yapma yeteneğine ve aktifliğine bağlı olduğu gibi, kuşun genel durumuna keyfine ve bağışıklık durumuna da bağlıdır. Hastalığın ortaya çıkışını teşvik edici unsurlar şekil 2’de verilmiştir. Hastalık Riskini Azaltmanın YollarıYukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi bir hastalığın ortaya çıkışında etkili olan etmenleri önlenebilir ve önlenemez etmenler olarak ikiye ayırmak mümkündür. Güvercinlerimizi sağlıklı tutabilmek için ve onların önlenemeyen stres etmenleri ile daha iyi başa çıkabilmelerini sağlamak için tüm önlenebilir stres etmenlerinin ortadan kaldırılması gerekir. Bu etmenler yetiştirme ve besleme gibi cansız etmenler ise bunların önüne geçilerek hastalık riski azaltılabilir. Canlı önlenebilir stres etmenleri de zaman zaman koruyucu ilaç uygulamaları ile birçok stres etmeni önlenemeyen tabiattadır. Bunlar, örneğin satın alma, yavruların yeme inmesi ve gösteriler gibi güvercin yetiştiriciliğinin olmazsa olmaz koşullarıdır. Bunun yanısıra güvercin, tüy değiştirme ve yavru bakımı gibi doğal olarak da bazı stres etmenlerinin etkisin altındadır. Bu dönemlerde bazı önlemlerin alınması hastalık riskini önlemlerin iki hedefi Güvercinin dayanıklılığını artırma, örneğin mevsime göre yada güvercinin biyolojik dönemlerine göre dengeli olarak beslenmesi. 2. Güvercin vücudunda veya çevresinde hastalık etmeninin mikrop yoğunluğunun azaltılarak enfeksiyon baskısının düşürülmesi. Bu da çeşitli koruyucu ilaç kullanımı ve temizlik dezenfeksiyon ile yapılabilir. Enfeksiyon baskısının azalması sonucu açıkta kalan vücudun savunması, önlenemeyen stres etmenleri ile baş etmede Dr. Türker Savaş Kopekler Ne Zaman Gorurler 2020 Kopek Yavru Kopek Youtube Didem Adli Kullanicinin Candostlarimiz Panosundaki Pin Hayvan Sozleri Hayvan Haklari Komik Hayvan Videolari Menekse Adli Kullanicinin Pratik Panosundaki Pin Helping Hands Cats Ve Animals Yeni Dogmus Yavru Kediler Hakkinda 10 Ilginc Bilgi Ukala Hayvan Babayevramazan Babayevramazan Adli Kullanicinin Sozler Panosundaki Pin 2020 Ilham Verici Sozler Hoslanma Sozleri Kitap Tablo 10 Gunluk Yavru Kedilerim Gozlerini Acti Youtube > Yavru Kedilerin Gozleri Ne Zaman Acilir Miyavliyo Daha 2 Haftalik Gozleri Yeni Acildi Youtube Yavru Kedi Gozlerini Actiginda Kedi Yavrulari 2020 3 Yavru Kedinin Gozleri Acildi Luna Nin Yavrulari 11 Gun Youtube Lan Sinavda Giremedik Burda 2lik Dilimdeyiz Dhxhxbzbzb Ilham Veren Alintilar Bilgi Karti Bilgi 3 Gunluk Kedi Yavrusu Youtube Zaman Panosundaki Pin Mehmet Kisi Adli Kullanicinin Siirler Panosundaki Pin Siir Yeni Ask Sozleri Kitap Kenari Untitled Ayrilik Sozleri Ask Ask Mektuplari Cido Adli Kullanicinin Guzel Soz Panosundaki Pin 2020 Hoslanma Sozleri Guzel Soz Hayat Sevda Adli Kullanicinin Hz Mevlana Rumi Panosundaki Pin 2020 Sinirlenmesidir Komik Resimler Komik Komik Seyler Odaniza Isik Sacarken Gorenlerin Gozlerini Kamastiracak 15 Sahane Lamba Tasarimi Lamba Tasarim Aydinlatma Elemanlari Kahverengi Gozlu Insanlarin Vazgecilmez Ozellikleri Kahverengi Saglikli Yasam Tarzi Saglikli Yasam Shape Of A Cat In Istanbul Kedi Istanbul Hagia Sophia Yavru Kedinizin Buyumesinde 5 Onemli Evre Royal Canin Instagram Com Pinteresttekipatates Ilham Veren Sozler Ilham Verici Alintilar Ilahm Veren Alintilar Yeni Dogmus Yavru Kedi Bakimi Nasil Olur Petburada Com Gozleri Az Gorenler Icin Her Gun 7 Defa Okunacak Dua Mutlulugun Sifresi Prayers Dua Islam Mehmet Coskun Adli Kullanicinin Komik Kareler Panosundaki Pin 2020 Komik Seyler Alayci Sozler Komik Goruntuler Yilin Ilk Yavru Van Kedileri Dunyaya Gozlerini Acti Dualar Resimli Dualar Resimli Yazili Dualar Kuaza Dua Cool Words Quotations Yavru Kedilerin Gozleri Ne Zaman Acilir Kedi Ansiklopedisi Yavru Kedilerin Gozleri Ne Zaman Acilir Vetbilgi Esma Eroglu Adli Kullanicinin Yazi Fotograf Panosundaki Pin 2020 Siyah Beyaz Fotografcilik Fotograf Fotografcilik Resimli Instagram Sozleri Resimli Guzel Sozler 2020 Guzel Soz Instagram Dini Alintilar Gripten 1 Saatte Kurtulun Saglik Dogal Saglik Saglikli Yasam Emine Yildirim Adli Kullanicinin En Sevdiklerim Panosundaki Pin 2020 Dogum Sozleri Resimler Resimli Alintilar Quotes Meaningful Words Www Masalperim Com Quotes Meaningful Words 2020 Ozlu Sozler Ilham Veren Sozler Ilham Veren Alintilar Sd St Panosundaki Pin Edebiyat Siir Panosundaki Pin Gunaydinnnn Hafta Sonu Tansiyonu Tavan Yapan Ben Bu Sabah Cok Sukur Saglam Uyandim Her Zaman Dedigim Gibi Rabbim Her Daim Saglik Ve Tansiyon Kizlar Tavan Gozleri Kapatmak Psikolojik Gercekler Psikoloji Bilgi Alintilari Kedilerde Goz Hastaliklari Genel Bilgiler Ve Tedavi Yontemleri Vetrium By Vetrium Ankara Veteriner Klinigi Medium Turku Tadinda Yasamak Isterdi Adli Kullanicinin Komik Panosundaki Pin Mizah Karikatur Komik Ask Sevgi Sozler Love Quotes Powerful Words Love In Islam Hatice Ganioglu Adli Kullanicinin Yazar Sozleri Panosundaki Pin Ozlu Sozler Guzel Soz Edebiyat Kedilerde Goz Bakimi Kedi9 Com Cahit Sitki Taranci Hatiralar 2020 Siir Ozlu Sozler Guzel Soz Snkymtsr Adli Kullanicinin Ozlu Sozler Panosundaki Pin 2020 Ilham Verici Sozler Guzel Soz Ramazan Kara M Sevimli Bebekler Bebek Ikizler Yenidogan Fotografciligi Gizem Acar Adli Kullanicinin Cay Kahve Panosundaki Pin 2020 Sen Gelince Bahar Gelir Turgut Uyar Siir Bahar Edebiyat CİRCOVİRÜS Son yıllarda saptanan bu hastalık oldukça yenidir. Bu nedenle hastalık ve sonuçları hakkında bilinenler fazla değildir. Hastalığa Circovirus adı ile bilinen bir virüs türü neden olmaktadır. Bu virüs daha çok genç kuşları ve yeni yavruları etkilemektedir. Hastalık ilk başlarda solunum yolları sorunları şeklinde kendini gösterir. Ağırlık kaybı ve ishal vardır. Daha ileri aşamalarda tüylerin büyümesinde karakteristik anormallikler ve vücut dokularının özellikle de iç organların gelişiminde anormallikler vücuttaki en önemli etkisi. Dalak, Bursa Fabrici ve Thymus üzerindedir. Thymus timüs göğüs kemiğinin arkasında bulunan bir iç salgı bezidir. Bursa Fabrici ise kloak’ın urodaeum adı verilen orta kısmında yer alan çıkıntı şeklinde bir organdır. Bunların işlevleri vücudun savunma mekanizması ve bağışıklık sisteminin gelişmesi ve işlemesini sağlamaktır. Virüs bu organlarda hücreleri tahrip ederek organlara zarar verir ve kuşun bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Böylelikle kuşlarımız hastalıklara karşı savunmasız hale gelirler. Kuşlarımızın bildiğimiz bütün güvercin hastalıklarına yakalanmaları çok daha kolay olur. Hastalığa yakalanan kuşlarımız ise daha zor tedavi edilebilir hale gelirler. Virüsün güvercinlerdeki etkisi AİDS’in insanlardaki etkisine başlı başına bir hastalık gibi görünmemekte ve her zaman ikincil derece kliniksel belirtiler veren bir enfeksiyon olarak değerlendirilmektedir. Bunun nedeni bu virüsün kendi başına belirgin bir hastalık tablosu sunmaması ancak daha çok diğer hastalıklarla birlikte olduğunda fark edilebilmesidir. Circovirus’ün vücuda girmesinin ardından özellikle Chalamydia, Ornithosis, Pasteurella, PMV1, Trichomonas, Aspergillus gibi hastalıklar ortaya çıkma eğiliminde bulaşma şeklinin temas sonucu olduğu genel kabul görmektedir. Hijyenik koşullara dikkat edilmesi virüsün bulaşmasını engelleyici olacaktır. Bilinen bir tedavi şekli yoktur. İlaç tedavisi sadece bu hastalıkla birlikte görülen yan hastalıklar için uygulanabilir. Ancak güvercinimizin savunma sistemini güçlendirici vitamin ve mineral takviyeleri yararlı “Eshericia coli” adı verilen bir bakterinin neden olduğu hastalıktır. Kısaca E. Coli adı ile anılmaktadır. İnsanda ve hayvanlarda bağırsaklarda bulunan bu bakteri aslında bağırsak florasının bir parçasıdır. Ancak normalden fazla miktarda bulunması sonucu hastalık kendini hastalığın en belirgin göstergesi ishaldir. Bu hastalığa yakalanan kuşlarımız süratli ve şiddetli bir şekilde su ve elektrolit kaybına uğrarlar. Özellikle genç kuşları çabuk etkiler. Genç kuşlarda şiddetli vakalar ani ölümle sonuçlanabilir. Yetişkin kuşlarda ölüm pek görülmez ancak, kuşlarımızın gücünü kaybetmesine bağlı olarak diğer hastalıkların ortaya çıkışı hızlanabilir. Çabuk bulaşan ve kolay yayılan bir belirgin belirtisi sulu ishal şeklinde dışkıdır. Dışkının rengi yeşil ve sarımsı bir tondadır. Hasta kuşlarda bağırsak iltihabı oluştuğu için dışkının kokusu normalden daha kötü kokuludur. Hasta kuşlarda performans tamamen düşer. Genel bir kayıtsızlık hali gelir. Yeme karşı isteksizlik vardır. Aşırı ve çabuk zayıflama neden olan bakteri, kan dolaşımına girerek kuşun vücudunun herhangi bir organına yerleşebilir. Bu durum sonucu kuşta sistematik bozukluklar gözlenebilir. Mikrobun yerleştiği vücut bölgesine göre kuş değişik belirtiler verebilir. Örneğin mikrop kanatlara yerleşirse, kanatlarda tutulma olur ve buna bağlı olarak kuş kanadını taşıyamıyormuş gibi davranabilir. Kanat düşürür, kanatlarını yerde sürüklemeye başlar. Mikrop ayaklara yerleşirse topallama veya yürüyememe gibi sorunlarla belirtiler güvercinlerde Salmonella, Cocidiosis ve Hexamitiasis gibi hastalıklarda da vardır. Kuşun sorunlarının hangi hastalıktan kaynaklandığının doğru tespit edilmesi gerekmektedir. Hastalığın kesin tanısı dışkının mikroskobik analizi ile ŞEKLİHasta kuşların dışkılarında hastalık mikrobu bol miktarda bulunur. Kuşlarımızın yediği yem ve içtiği sulara bu dışkıların bulaşması yolu ile hastalık yayılır. Ayrıca coli mikrobu salmalarımızın içinde bulunan ve güvercin tozu dediğimiz beyaz toza, karışarak solunum yolu ile de alınabilir. Salma içi temizliğine dikkat edilmesi, hijyenik koşullara uyulması gibi önlemler alarak hastalığı engellemek mümkündür. HASTALIĞIN TEDAVİSİ VE KULLANILABİLECEK İLAÇLARBakteri kökenli bir hastalık olduğu için tedavisinde antibiyotikler kullanılmaktadır. İlaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Amoxycilin, Trimetoprim ve Sulfadiazin, Furazolidon etken maddeli ilaçlar hastalığın tedavide kullanılmaktadır. Bu etken maddeleri taşıyan bazı ilaçlar 20 GR TOZAbfar firmasının üretimi olan ilaç, toz şeklindedir. Etken madde olarak 100 gr poşette 20 gr amoxycilin bulundurur. Güçlü bir antibiyotiktir. Kanatlı hayvanlarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerde özellikle CRD ve E. Coli enfeksiyonlarında etkilidir. Ticari şekli 100 gramlık 10 aleminyum poşetten oluşan bir kutu şeklindedir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, kuş başına günde 10 mg ilaç vermektir. bu yarım poşet ilacın binde biri kadardır İlaç kuşların içme sularına her gün taze olarak karıştırılıp verilir. İlaç uygulamasına 3 gün devam ORAL SÜSPANSİYONAtabay ilaç firmasının üretimi olan ilaç, bir şurup şeklindedir. Etken madde olarak her ml’de, 80 mg Trimetoprim ve 400 mg sulfadiazin bulundurur. Geniş spektrumlu ve kesin tesirli bir antibiyotiktir. Kanatlı hayvanlarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerin Salmonella, gibi bakteriyel hastalıklarına iyi gelir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, kuş başına mg etken maddedir. Bunu sağlayabilmek için 5 litre suya ml ilaç karıştırmak gerekmektedir. Tedaviye 5 gün süre ile devam edilir. 4-5 gün ilaca ara verilip iyileşme sağlanmamışsa aynı doz tekrar edilebilir. Ticari şekli 50 ve 200 ml’lik şişeler halindedir. 1 Ölçek 40 cc’dir. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta, sulfa grubu ilaçları kuşlarımızda kullandığımızda kuşlarımızın kalsiyum kaynaklarından uzak tutulması gerektiğidir. Kalsiyum içeren ilaçlar, gaga taşları, gritler, ahtapot kemikleri, kursak taşı gibi materyallerin salmadan uzaklaştırılması TOZVilsan ilaç firmasının bir üretimidir. İlaç toz şeklinde olup her gramı 250 mg Neomcine ve 200 mg Furazolidon bulundurur. İlaç piyasada 20 ve 100 gramlık ambalajlar halinde satılmaktadır. Bu ilaç kombinasyonu geniş etkili bir anti - bakteriyeldir. Kanatlı hayvanlarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerin Streptococcosis, Salmonella, Pasteurelosis kolera ve CRD gibi bakteriyel hastalıklarına iyi gelir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, 2 litre içme suyuna yarım gram ilaç koyarak tedaviye her gün yenilenecek sularla 5 gün kadar devam Bu hastalığın nedeni Haemophillus adlı bir bakteridir. Bu bakteri güvercinlerimizin solunum yollarına yerleşerek burada çeşitli sorunlara yol açar. Hastalığın en önemli belirtisi kuşun her iki göz kapağında belirgin şişme ve göz sulanması ile birlikte gözlerde ve burunda akıntı gözlenmesidir. Bu hastalığı, diğer CRD hastalıklarına bağlı göz sorunlarından ayıran en önemli özellik hastalığın her iki gözde aynı anda görülmesidir. Ayrıca gözün iç dokusunda şişme yanı sıra solunum yollarında çeşitli problemler vardır. Nefes alma güçlüğü, aksırma vb. Hastalık doğrudan temas veya hastalık mikrobunu taşıyan göz ve burun akıntılarının salma tabanında biriken toz ve dışkılara bulaşarak, kuşlarımızın yedikleri yem ya da içtikleri sulara taşınması yolu ile yayılır. Hastalığın tedavisinde antibiyotikler olumlu sonuç vermektedir. Özellikle Tetracyline grubu antibiyotikler TOZOxytetracyline etken maddeli bir ilaçtır. Vetaş ilaç firmasının bir üretimi olup, veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Ticari şekli 20 ve 100 gr’lık kavanozlar halindedir. Güvercinler için 2 litre içme suyuna yarım ölçek karıştırılarak kullanılabilir. İlaç 5 gün süre ile adı verilen protozonun neden olduğu bir hastalıktır. Bu protozonun, Haemoproteus Columbae, Haemoproteus Sacharrovi, Haemoproteus Maccallumi adı ile bilinen üç türü güvercinleri etkilemektedir. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden yayılabilmesi için bu protozonun, güvercinin vücuduna girmeden önce ara konak görevi görecek bir canlının içinde gelişim göstermesi gerekmektedir. Bu canlı, bütün güvercin yetiştiricilerinin çok iyi tanıdığı atsineğidir. Hippobosca Equina veya Pseudolynchia Canariensis bilimsel adı ile tanılan atsineği, Haemoproteus hastalığının taşıyıcı ve bulaştırıcısıdır. Hastalık bu nedenle daha çok yaz aylarında karşımıza çıkar. Yabani güvercinlerin büyük bir yüzdesi bu mikrobu protozonu belirtileri Plasmodiosis sıtma hastalığına çok benzer. Hatta tamamen aynı belirtilere sahip olduklarını da söyleyebiliriz. Bu nedenle her iki hastalığı birbirinden ayırabilmek oldukça zordur. Bu konuda kesin tanı kan analizleri sonucu yükselir 43 dereceye kadar çıkar ve nöbetler halinde tekrarlanır. Sarımtırak renkli ve beyaz posalı ishal şeklinde bir dışkı gözlenebilir. Hasta kuşlarda genel olarak bir güçsüzlük hali vardır. Uçma isteği azalır, performans tamamen düşer. Hastalık yapıcı mikrop kuşlarımızın kan hücrelerine saldırarak bu hücrelerin bozulmasına neden olur. Kanda alyuvarların içine giren mikrop burada çoğalır ve alyuvarların bozulup patlamasına neden olur. Alyuvarların oksijen taşıyıcı gücü azalır. Solunum sıklığı artar. Buna bağlı olarak kuşlarda anemi kansızlık gözlenir. Kuşlarımızın diğer bütün hastalıklara karşı direnci azalır ve başka hastalıklar kendini göstermeye başlayabilir. Haemoproteus’da ölüm pek görülmez ancak yan hastalıklara karşı uyanık olmak ŞEKLİAtsinekleri aracılığı ile bulaşan bir hastalıktır. Atsineği hastalığı taşıyan bir güvercinden kan emer ve bu işlem sonrası mikrobu alır. Mikrop sineğin vücudu içinde bir gelişim seyri izler ve son olarak sineğin tükürük bezlerine ulaşır. Yeni bir kan emme seansı sırasında ise buradan başka bir güvercine bulaştırılır. Güvercinin vücuduna giren mikrop 6 hafta kadar sürecek bir süreç sonucu olgunlaşır ve hastalığı bulaştırabilecek konuma gelir. Ancak güvercinde hastalık belirtileri mikrobun alınmasını takiben 15 – 30 gün sonra görülmeye korunabilmek için özellikle yaz aylarında atsineklerine karşı önlemler alınmalıdır. Salmanın tel kafesle kapatılarak sineklerin girişi engellenebilir. Kuşlarınızın yabani güvercinlerle olan temasını tamamen kesmeniz TEDAVİSİ VE KULLANILABİLECEK İLAÇLARBu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlar, Plasmodiosis sıtma hastalığında kullanılan ilaçların aynısıdır. Bu ilaçlar, quinin kinin türevleri olan Clorquine, Primaquine ve Quinacrine etken maddesine sahip ilaçlardır. Güvercinler için üretilmiş bu etken maddeleri taşıyan ilaçlar yurdumuzda insanlar için üretilmiş ilaçlar ise ticari biçimde eczanelerde satılmamaktadır. Bu tür ilaçlar sadece İl Hıfzıssıhha Müdürlüklerinden temin edilebilmektedir. Yurtdışında bu amaçla üretilmiş ilaçlar arasında en bilinenleri TABLETPrimaquine etken maddelidir. Güvercinlerde sıtma plasmodiosis ve Haemoproteus tedavisinde kullanılmaktadır. litre içme suyuna 1 tablet atmak uygundur. Tedaviye her gün yenileyeceğiniz sularla 10 – 30 gün kadar devam etmek ilaç daha çok posta güvercini yetiştiricileri tarafından yarış öncesi hastalıktan korunabilmek ve eğer bir hastalık varsa bunun etkilerini yok edebilmek amacı ile kullanılmaktadır. Bu amaçla daha düşük doz uygulanmaktadır. Bu doz hastalığı tedavi edici değildir. Bu amaçla kullanılan doz, yarış dönemi öncesi litre suya 1 – 2 tablet karıştırmak ve 10 – 21 gün süre ile vermektir. Yarış dönemi sonrasında ise koruyucu amaçlı olarak haftada 1 – 2 gün aynı doz TABLETQuinacrine HCL etken maddeli bir ilaçtır. Güvercinlerde sıtma plasmodiosis ve Haemoproteus tedavisinde ilaç daha çok posta güvercini yetiştiricileri tarafından yarış öncesi hastalıktan korunabilmek ve eğer bir hastalık varsa bunun etkilerini yok edebilmek amacı ile kullanılmaktadır. Bu amaçla daha düşük doz uygulanmaktadır. Bu doz hastalığı tedavi edici değildir. Bu amaçla kullanılan doz, yarış dönemi öncesi litre suya – 3 tablet karıştırmak ve 10 – 21 gün süre ile vermektir. Bu doz, litre başına 200 mg etken madde içermektedir. Yarış dönemi sonrasında ise koruyucu amaçlı olarak haftada 1 – 2 gün aynı doz QUİNİE POWDERKinin etken maddelidir. Toz halinde olan ilaç kuşların içme sularına karıştırılarak kullanılır. 2 litre suya yarım çay kaşığı kadar karıştırmak uygundur. Tedaviye 10 gün devam edilmelidir. İçme suları her gün taze olarak hazırlanmalıdır. Her çay kaşığı 5 gr 150 mg kinin VEREM GENEL BİLGİLERGüvercinlerde görülen verem hastalığıdır. Mycobakterium avium adlı bir bakterinin neden olduğu bu hastalık, yaygın ve bulaşıcı bir özellik taşır. Söz konusu bakterinin 20 kadar çeşidi bulunmakla birlikte yaygın olarak 3 tipi ile karşılaşırız. Bunlar insanda, sığırlarda ve kuşlarda hastalığa neden olan türlerdir. İnsanda ve sığırlarda görülen türü kuşlarda görülmez ancak bazı papağanlar bu durumun istisnasıdır. Kuşlarda görülen türü ise insanda ve sığırlarda da görülür. Bu nedenle kuşlardan insana ve diğer bazı memeli hayvanlara bulaşabilen bir hastalıktır. Hatta yabani güvercinlerin hastalığın ciddi birer taşıyıcısı olduğunu ve hastalığı hayvanlara bulaştırmada önemli bir rol oynadıklarını gelişen sinsi bir hastalıktır. Kuşlarımız hastalığı bir süredir taşıyor olmakla birlikte belirtileri oldukça geç fark edilmeye başlar. Zamanla belirginleşen ağırlık kaybı, solgunluk hastalığın dikkat çekici özelliğidir. Tedavisi olmayan bir hastalık olup genellikle ölümle kaybı ve ciddi zayıflama ile birlikte, gözlerde, tüylerde solgunluk ve matlaşma, ağız içi mükozasında belirgin renk kaybı gözlenir. Kansızlık, ishal, baş tüylerinin kısmen dökülerek kelleşmesi, elle yoklandığında göğüs kemiğinin keskin kenarının kolayca hissedilmesi gibi belirtilerin yanı sıra, mikrop bölgesel lenf bezlerinde şişme ve yerel yaralara neden olabilir. Güvercinin iç organlarında özellikle karaciğer ve dalakta sarı – yeşil peynirimsi yumrular şeklinde doku yapısı değişiklikleri meydana gelir. Bunlar ölü kuşlar üzerinde yapılacak inceleme ile tespit edilebilirler. Ayrıca yaşayan kuşlarda yapılacak kan analizi hastalığın kesin teşhisini ŞEKLİHasta kuşların dışkıları hastalık mikrobunu taşır. Bunların sağlıklı kuşlarımızın tükettikleri yem ve içme sularına karışması hastalığın yayılmasını sağlar. Mikrobun salmalarımızdaki güvercin tozu dediğimiz beyaz toza bulaşarak solunum yolu ile de alınması mümkündür. Kuşlarımızın bu mikrobu toprak, mineral taşları ve grit gibi kaynaklarını yerken de hijyenik koşullar, salmaların güneş ışığı görmemesi örneğin bodrum, depo gibi güneş görmeyen kapalı alanlarda kuş yetiştirilmesi gibi olaylar hastalık için uygun ortam yaratırlar. Salmanızın serçe, sığırcık, yabani güvercin gibi kuşlara açık olması kuşlarınıza hastalık bulaşma riskini yazık ki tedavisi olmayan bir hastalıktır. Hasta kuştan insana da mikrop geçme durumu olduğu için tedaviye çabalamak anlamsız ve zararlı olabilir. Eğer kuşunuzun hastalığının Tuberculosis verem olduğuna eminseniz bu kuşu hemen ayırmak ve söylemeye de dilim varmıyor ama imha etmek yapılacak en doğru yoldur. Çünkü hastalığı iyileştirme ihtimalimiz yoktur ve ölüm kaçınılmaz sondur. İmha yöntemi olarak öldürmek ve yakarak yok etmek BİLGİLERGüvercinlerde Hexamit columbae adı verilen bir protozonun neden olduğu hastalıktır. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden hastalığına güvercinlerin yanı sıra tavuklar, hindiler, bıldırcınlar, keklikler, ördekler ve bazı kuş türlerinde de rastlanmaktadır. Ancak diğer türlerde hastalığa neden olan Hexamit protozonu daha farklıdır. Hastalığın karakteristik özelliği bağırsak iltihabına bağlı olarak gelişen ishal ve özellikle de kanlı ishaldir. Hastalık daha çok yaz aylarında yaygınlık kazanmakta ve özellikle genç kuşlarda daha fazla görülmektedir. Hastalığın yayılmasını önlemek için salma içi hijyenik koşullara dikkat edilmesi çok ilk belirtisini kusma ile gösterir. Yenilen yemlerin kusulması hastalığın bir başlangıç belirtisi olmakla birlikte, mutlak değildir. Yani bu hastalığa yakalanan kuşlar mutlaka kusacak diye bir koşul yoktur. Ayrıca bu kusma başka nedenlerle olabilecek kusmalarla karıştırılabilir. Bu nedenle kusmayı takip eden günlerde yapılacak gözlemler kuşlarda ilk dikkati çeken özellik dışkılarının sulu ve köpüklü oluşudur. Daha sonraki aşamalarda gelişen bağırsak iltihabına bağlı olarak dışkıda kan gözlenebilir. Dışkının diğer bir özelliği de normalden daha fazla kötü bir kokuya sahip olmasıdır. Hasta kuşların ağız içi incelemesinde ağız içi mükozasında yara gelişimine bağlı olarak, kuşlarda kayıtsızlık, bir kenara çekilip tüy kabartma ve düşünme hali ortaya çıkar. Kuşun yeme karşı ilgisi azalır ve hasta kuş daha az yem tüketmeye başlar. Buna karşın su tüketiminde bir artma vardır. Hastalığın tedavisine geç başlanması durumunda kuşlarımızda belirgin bir kilo kaybı gözlenir. Kilo kaybı özellikle genç kuşları fazlasıyla etkiler ve ölümler gelebilir. Ölüm öncesi kuşlarda titreme hali gibi bir durum saptanabilir. Aşırı kilo kaybına uğrayan kuşlarımızın tedavisini yapıp bu hastalığı ortadan kaldırsak bile kilo kaybından kaynaklanan gelişim noksanlığı bu kuşlarımızı kalan ömürleri boyunca ŞEKLİHastalık mikrobu, hasta kuşların dışkıları yolu ile yayılır. Dışkıda bol miktarda bulunan mikrop, bir şekilde kuşlarımızın yediği yemlere veya içtiği sulara bulaşabilir. Mikrop bulaşmış yiyeceği yiyen ya da içen kuş mikrobu alır. Mikrop vücuda girdikten sonra kuluçka süresi 4 – 5 gün kadardır. Yani mikrobun alınmasını takiben 5 gün kadar sonra hastalık belirtileri kendini göstermeye TEŞHİSİHexamitiasis hastalığında hastalık belirtileri diğer güvercin hastalıklarından, Salmonella, E. Coli, Coccidiasis ve PMV1’e benzerlik gösterir. Bu nedenle kesin teşhis önemlidir. Hasta kuşların dışkılarında yapılacak mikroskobik inceleme sonucu hastalığın kesin tanısı TEDAVİSİİlaçla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Hexamitiasis tedavisinde, Ronidazole, Metranizadol, Dimetridazole etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu etken maddeleri taşıyan güvercinler için özel üretilmiş ilaçlar yalnız yurt dışında bulunmaktadır. Yurdumuzda bunlardan sadece metronizadol etken maddeli olan bazı ilaçlar beşeri ilaç insanların tüketimi için hazırlanan olarak bulunmaktadır. Dozaj ve kullanım biçimi ayarlanarak bu ilaçlardan yararlanılabilir. Aşağıda ilk önce yurt dışında bulunan şekilleri tanıtıldıktan sonra ülkemizde bulabileceğimiz türleri hakkında da bilgi iki ilaç Ronidazole etken maddesine sahiptirRİDZOL-S Toz şeklinde olan ilaç, Jeeds European firmasının bir üretimidir. %10’luk konsantreye sahip olan ilaç litre suya bir çay kaşığı karıştırılarak 7 gün süre ile kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 –60 Dolar’ TABLET Dac Firmasının bir üretimi olan ilaç 5 mg’lık tabletler şeklindedir. Güvercin başına 1 tablet düşecek şekilde 7 gün süre ile verilir. Yurtdışı satış fiyatı Dolar’ iki ilaç Metranidazole etken maddesine sahiptirFİSHZOLE TABLET Thomas lab firmasının bir üretimi olan ilaç, tablet başına 250 mg ilaç bulundurmaktadır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Yurtdışı satış fiyatı Jeeds European firmasının bir üretimi olan ilaç, toz şeklindedir. litre suya bir çay kaşığı kadar karıştırılarak 8 gün kadar kullanılır. Yurtdışı fiyatı 20 – 55 ilaç, Dimetridazole etken maddesine sahiptirHARKANKER SOLUB Harkanker firmasının üretimi olan ilaç,toz şeklinde olup kuşların içme sularına karıştırılarak kullanılmaktadır. Bir poşet ilaç litre suya karıştırılarak kuşlara 7 gün süresince verilir. Yurtdışı satış fiyatı Dolar’ bu etken maddelere karşılık gelen beşeri ilaçlar Ülkemizde yukarda belirtilen 4 etken maddeden sadece Metranidazol içeren beşeri ilaç insanların tüketimi için hazırlanmış bulunmaktadır. Bu etken maddeyi taşıyan ilaçlar arasında Metrajil, Flagly ve Nidazol 250 mg’lık tablet şeklindedir. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline SÜSPANSİYON 125 mg’lık toz halindedir. Su ile karıştırılıp şurup haline getirildikten sonra, kuşların içme sularına bir litre suya günlük olarak 5 ml karıştırılır. Tedaviye 3 gün süre ile devam 250 mg’lık tablet şeklinde olanı kullanılmalıdır. Kuş başına yarım tablet 3 gün süre ile verilebilir ya da litre suya 8 tablet atılarak 5 gün süre ile kuşlara içirilir. Tabletler suya atılmadan önce havanda dövülüp toz haline getirilmelidir. PARAMYXOVİRÜS SALLABAŞ PMV-1 kısa ismiyle tanınan bu hastalık güvercin hastalıkları içinde en bulaşıcı ve ağır olanlarından birisidir ve Paratifo ile beraber en fazla güvercin ölümüne yol açan hastalıktır.. Ülkemizde genelde "sallabaş" adı ile bilinmesine rağmen, aslen sallabaş bir çok hastalıklardan dolayı güvercinlerimizde baş gösterebilen bir hastalık belirtisidir. Paratifo, zehirlenme, bakterisel enfeksiyonlar bu hastalıkların başında gelir ve hepsi kuşta sallabaş hareketinin görünmesine neden olur. Bu hastalıklardan bazıları ötekilerine göre daha kolay tedavi edilebilir ve bazılarının tedavisi yoktur. Fakat duymuş olabileceklerinizin aksine sahte sallabaş diye bir hastalık yoktur. Bu nedenle baş dönmesi dışında baska belirtilere bakılmadan her hangi bir tedavi yöntemine geçmek yanlış kümes hayvanları hastalığı olan "Newcastle" hastalığı virüsünün yakın akrabasıdır. Fakat çeşitli kaynaklarda belirtildigi gibi "Newcastle" hastalığı değildir. PMV-1 tavuklara bulaşmıyacağı gibi "Newcastle" da güvercinlere bulaşmaz. Bu nedenle PMV işaretleri gösteren güvercinlere "Newcastle" hastalığı ilaçları kullanmak faydasızdır. PMV 1 aşılarında Newcastle virüs kullanımı, bu virüsün paramyxovirosis ile yakın akrabalılığından istifade etmek amacıyla olup, tedavi amaçlı ilaçların bu ilişki kurularak kullanılmamasını belirtmek isterim. Not Makaleye bu nokta veteriner arkadaşlardan gelen uyarılar sonucu eklemiştirPMV-1'in bulaşma yolları doğrudan temas veya patojen taşıyan tozdur. Bu toz salmalarımızda olan beyaz toz hava yoluyla bulaşıma neden olabileceği gibi at sineği, sivri sinek, sinek, fare veya insanlar tarafındanda bir sonraki kuşa geşebilir. Bu nedenle salmaların havalandırma koşullarının ideal olması büyük derecede önemlidir. Salmalara sineklerin ve farelerin girmesini engelleyici önlemler alınması sadece bu hastalığa karşı değil bir çok hastalığa karşı etkin bir önlemdir. Bütün bu nedenlerin yanında bence en büyük tehlike insanlardan gelmektedir. Ziyaret ettiğimiz salmalarda dokunduğumuz kuşlardan veya elbiselerimize özellikle ayakkabı tabanına tutunan tozlardan en büyük zarar görmeye gelen kuşçularda bu riske dahildir. Güvercin beslemenin sosyal bir hayat tarzı olduğunu düşünürsek bu riskleri ortadan kaldırmanın mümkün olmadığını fakat önlemler alınabileceğini önlemleri düşünürken aklımızda bulundurmamız gereken bir gerçek sadece gözle görünür belirtileri taşıyan kuşların bu tür hastalıklara sahip olmadığıdır. Başı dönmüş bir kuşun bu hastalığın son aşamalarında olduğu ve büyük bir olasılıkla aynı salmada daha bir çok kuşun bu hastalığı taşıdığı hasta veya taşıyıcı durumunda başka bir tür riskleri olabildiğince azaltmak için bence yapılabilecek şeyler şunlardır* Ziyaret eden kişilerin kuşlarınıza dokunmalarına izin vermeyin. Eğer ziyaretciniz usta bir kuşçuysa nedenlerini anlıyacaktır.* Salmalarınıza yürüyerek girilebiliyorsa, ziyaretcilerinizi ya dışarıda tutun yada kullanmaları için bir iki çift terlik bulundurun.* Ziyaret ettiğiniz bir kuşçudan geri geldiğinizde salmanıza gitmeden ellerinizi dezenfekte edici bir sabunla yıkayıp elbiselerinizi ve ayakkabınızı değiştirin.* Satın aldığınız kuşları kendi kuşlarınızın yanına almadan en az 30 gün ayrı bir salmada tutup gözleme alın. Çoğu virüs ve bakterilerin yaşam devri 30 gün olduğu için kendisini göstermemiş hastalıkların kuşlarınızı etkilemeden ortaya çıkmalarını sağlamış olursunuz.* Salmanızın havalandırmasına büyük önem verin. Bu kuşların dışında sizin sağlığınız içinde önemli.* Yemlik, suluk ve banyoluklarınızı salmanın dışında tutmayın. Vahşi hayvanların bunları kullanmasını engelleyin.* Serçe, kumru gibi vahşi kuşların salmanıza girmesini engelleyin. Kuşlarımızı etkileyecek bakteri, virüs ve parazitlerin vahşi hayvanlarda doğal olarak olabileceğini ve bu hayvanları sizin gözlemliyebileceğiniz şekilde etkilemiyebileceğini unutmayın.* Kuşlarınızı taşıdıkları parazitlerden arındırın. Bunların kuşlarınızın zayıf düşüp hastalıklara kolay hedef olmasına yol açacağını bilin.* Kuşlarınızı yerde yemlemeyin. Yemlik kullanmak çoğu hastalık risklerini elemine edecektir.* Kuslarınıza her gün taze su verin.* Suluk ve yemliklerinizi temiz tutup içlerine dışkı ve toz girmesini engelleyin.* Salmalarınızı temiz tutun.* Salmaların zemininin her zaman kuru olmasına dikkat edin bakteri ve virüsler bu ortamda yaşamlarını sürdüremez ve çoğalamazlar. Dışkıları devamlı temizleyin. Çoğu hastalıkların ve kurtların bu yolla bulaştığını unutmayın.* Hastalık belirtileri gösteren kuşlarınızı hemen ötekilerinden benim yapmaya çalıştığım ve tavsiye ettiğim şeyler. Bunlardan her yapılan kuşlarınızın hastalanma olasılığını biraz daha dokunmanın bu hastalıkla ilgisini ben kötü bir anı ile biliyorumYıllar önce Atlanta'dan ziyaretime gelen arkadaşım Eran'la beraber Afganistanlı bir arkadaşın kuşlarını seyretmeye gittik. Güzel bir gün geçirdik. Beraber kuşlarını uçurduk, yeni çıkan yavrularına baktık. Akşam üzeri bizim eve geldik. Eran daha ilk defa benim kuşları görüyordu. Ona ilk gösterdiğim kuş benim dumanlıların yavrusuydu. Övüne övüne gösterdim ve yavruyu anlata anlata bitiremedim. Kuş Eran'ında bayağı hoşuna gitti. Ondan sonra ergen kuşları uçurup seyrettik. Onlarda inmeden benim dumanlı yavruyu havaya attım. Daha ikinci uçuşu olduğu halde beni mahcup etmedi. Bir iki kere kuyruğunun üstünde kaydı ve ilk taklasını attı. Nasıl ama dedim. Kuş böyle olur. Daha sarı sarı tüyleri var. İki tur daha atabilse oyuna girecek. Benim gurur kaynağım. Kuşları içeri soktuk. Aksam yemeğini yiyip Eran'ı hava alanına götürdüm ve yolcu gün akşam üzeri yine kuşlara gittigimde her zamanki gibi gözlerimin ilk aradığı kuş dumanlı yavruydu. Fakat bu sefer hafif bir halsizliği vardı. Pek uçmakta istemedi. Bende zorlamadım. Bundan sonra her gün dahada kötüye gitti ve bir süre sonra kafasıda dönmeye başladı. Ne kadar uğrastıysam nafile. Ben bunları yaparken bir gün Afganistanlı arkadaştan e-mail geldi. Halim kötü diyordu. Kuşlarım teker teker dökülüyor. Her gün bir iki tanesi ölüyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Birden ziyaret ettiğimiz gün aklıma geldi. Söylediğine göre ilk ölen kuş biz gittiğimizde ilk gösterdiği kuştu ve bende elime alıp incelemiştim. Eve geri geldigimde arkadaşıma kusları göstereceğim diye heyecanla ellerimi yıkamadığımıda hatırladım. İlk dokunduğum kuşumda gözüm gibi baktığım dumanlı yavrumdu. Bazen böyle hatalarımızla öğreniyoruz. Umarım benim öğrendiklerimde başkalarının hata yapmadan öğrenmesine katkıda geri dönelimBu hastalığın işaretleri ilk olarak kuşların fazla su içmeye başlaması ve sulu dışkularuyla başlar. Kısa zamanda kuşlarda sinir sistemi sorunları görülür. Felç, boyun titremesi, fazla ürkeklik ve klasik vücudun özellikle boyun dönmesi veya kıvrılması. Sinir sistemi bozukluklarının başlamasından önce bu hastalığı teşhis edebilmek için şüphelendiğiniz kuşu sırtının üzerinde yere bırakarak veya aniden yanında elinizi çırparak korkutup havalanmasını sağlıyabilirsiniz. Sinirsel bozukluk gözle görünmese dahi bu hastalığı taşıyan kuşda etkisi başlamışdır ve kuş sağlıklı olduğunda yapabileceği gibi korkutulduğunda normal bir kalkış yapamaz. Uçuşa kalkışında bir bozukluğa şahit olabilirsiniz. Sırt üstü pozisyondan ayağa kalkmasıda sorunlu olabilir. Şüphelendiğiniz kuşu gözlem altına aldığınızda yemini yerde verirseniz, yem yemekte güçlük çektiğini görebilirsiniz. Tam yeme gaga atarken başının kenara çekmeside klasik bir işaret. Hastalık ilerledikce bu hareket dahada ağırlaşacak ve kafasının tamamen dönmesine kadar gidecektir. Bu kuşları beslemek için kenarları alçak olan tabak şeklinde yemlikler ve suluklar kullanabilirsiniz. Fakat hastalık ilerledikce yem yemek ve su içmek kuş için imkansızlaşacaktır. Bu durumda elle beslemeye geçmeniz gerekebilir. Hastalıkları bu seviyeye gelen kuşların bazıları hemen ölürler ve bazılarıda yaşadıkları halde hayatlarının sonuna kadar hafif sinir sistemi bozuklukları gösterirler. Sonuçta bu hastalıktan kuşların kurtulması mümkün değildir. Yaşayanlarda taşıyıcı haline dönmesinin ve öteki sinirsel bozuklukların bir çok hastalığa özellikle Paratifo'yada özgü olduğunu düşünürsek bu hastalığa kesin teşhis koymanın tek yolu alınacak kanın labaratuarda analize edilmesidir. PMV-1 taşıyan kuş iki üç hafta içinde antikor kana dışarıdan giren maddelere karşı savunmaya geçen madde üretmeye başlar ve bu antikorlar labaratuarda teşhis edilebilir. Çoğunlukla PMV-1'e yakalanan kuşlarda Paratifoda mevcuttur. Paratifo kendisini ilk iki üç gün içinde gösterdiği için test sırasında bu hastalığıda aramak yerindedir. İlk teşhisden sonra kuş paratifo için tedavi edilirse ve iyileşme gösterirse bu PMV-1 virüsüne karşı vücudun savunmasını kolaylaştırır. Dolayısıyla, anlıyacağınız gibi PMV-1'in antibiyotiklerle veya her hangi başka bir ilaçla tedavisi mümkün değildir. Yapılabilecek tek şey bu hastalığa karşı sağlıklı kuşları her yıl aşılamaktır. Konuıtuğum bazı kişiler bu aşının sadece 6 ay vücuda yararlı oldugunu ve 6 ay sonra tekrarlanması gerektiğini aslında tek başına kuşları öldürmez. Kuşların ölüm nedenlerinin başında yem ve su alamamaları gelir. Bunun yanında PMV-1 kuşun vücut savunma sistemini aşırı derecede yıprattığı için aynı zamanda kuşda baska hastalıklarda mevcuttur. Bunların başında daha önce dediğim gibi paratifo gelir. Pamuk ve Coccidiosis bunu takip kuşlarınızın tedavi edilemiyeceği ve ölmiyenlerin bile taşıyıcı hale geleceği düşünülürse, istemesekde bir ilaç bulunana kadar tek çözüm bu kuşların imha olursa olsun, bu hastalığı taşıyan kusları satmak veya başkalarına vermek yapılmaması gereken bir şeydir. Bulaşıcılık özelliği çok fazla olduğu için PMV-1 salgınına yol açacak bir harekettir. Umarım kimse kendi kuşlarında yaşadığı duyguları başka bir kuşçunun veya kuşçuların yaşamasını istemez. Eğer hasta kuşlarınız sizin için çok değerliyse ve imha edemiyecekseniz, öteki kuşlarınızdan her zaman ayrı tutulmalı ve öteki kuşlarınızında devamlı aşılarının yapılması gerekmektedir. Bu hastalığı geçiren kuşların aşılanması mümkün değildir. Eğer kuşlarınız aşılanmamışsa ve bu hastalığın bir kuşunuzda mevcut olduğunu düşünüyorsanız, acil olarak geri kalan kuşlarınızı aşılıyabilirsiniz. Fakat aşıyı vurduktan sonra antikorun iki üç hafta içinde üretilmeye başlamasından dolayı bu süre içinde hastalığa yakalanan başka kuşlarınızda kuşları imha ettikten veya salmadan çıkarttıktan sonra arta kalan yemlerin ve dışkıların her gün temizlenmesi ve salmanın bir ucundan öteki ucuna kadar dezenfekte edilmesi şarttır. Dezenfekte etmek için "SANICOOP" gibi hazır temizleyiciler kullanabileceğiniz gibi kloraklı çamaşır suyuda kullanabilirsiniz. Bundan bahsetmişken bu tür dezenfekte işlemlerini gelenek haline getirip en az haftada bir bütün yemlik ve sulukları dezenfekte etmenizi ve buna yapabildiğiniz kadar bütün salmayı eklemenizi tavsiye hastalığı süresince kuşlarınıza genel antibiyotik vererek yan hastalıklarla başa çıkmanız ve B vitamini takviyesiyle kuşunuza yardımcı olmanız, değerli kuşlarınızın kendilerini en kısa zamanda toparlamalarına yardımcı SITMAGENEL BİLGİLERBu hastalık, malaria ya da sıtma adı ile bildiğimiz hastalığın güvercinlerde görülen türüdür. “Güvercin Sıtması” olarak adlandırabileceğimiz bu hastalığa neden olan mikrop, plasmodiasis plasmodium adı verilen tek hücreli bir protozondur. Sınıflamada hayvanlar grubuna dahil olan Protozonlar, basit yapılı mikroskobik canlılardır. Binlerce türü bulunan bu canlılar, insanda ve hayvanlarda çeşitli hastalıklara neden sıtmasının bulaşma ve yayılmasına neden olan en önemli etken sivrisineklerdir. Bu hastalık yaz aylarında hızlı bir şekilde yayılır ve bir çok güvercini etkiler. Yabani güvercin türlerinde oldukça yaygındır. Yapılan bir araştırmaya göre yaz aylarında yabani güvercinlerin % 35’inde bu hastalığa güvercinlerin üzerinde yaşama eğiliminde olmadıklarından güvercinlerin bir dış paraziti olarak adlandırılmamakla birlikte sivrisinekler, zaman zaman güvercinlerden de kan emmektedirler. Özellikle bazı türleri kuşları ve güvercinleri tercih etme eğilimindedirler. Sivrisinekler, güvercin sıtmasına neden olan başlıca mikrop taşıyıcı alanlar, su birikintileri, dere ve nehir kenarları, gibi sulak alanlar sivrisineklerin üreme ve gelişme alanlarını oluşturur. Dişi sinek buralara larvalarını bırakarak çoğalır. Sivrisinekler kan emerek yaşayan birer canlıdırlar. Ancak sadece dişi sivrisinekler kan emerler. Dişilerin yumurta geliştirebilmeleri için kana ihtiyaçları vardır. Erkek sivrisinekler ise su ya da bitki özsularıyla karınlarını sineğin kan emdikten sonra bu kanı sindirme işlemi ortalama üç – dört gün sürer. Bu süre içinde yumurtalar olgunlaşır. Daha sonra kan emme işlemi tekrarlanır. Yumurtalar 3 gün içersinde açılır ve 20 – 22 derece sıcaklıktaki bir su da 15 günlük bir sürenin sonunda erginleşirler. Dişi sivrisineklerin ömrü, yaz aylarında fazla aktiviteden dolayı 2 ay kadardır. Buna karşın kış aylarında 9 ay kadar yaşarlar. Erkek sivrisinekler ise çok daha az ömürlüdürler. Çoğu, çiftleşmeden hemen sonra kan emmek için genellikle geceyi beklerler. Kanını emeceği canlıyı bulmasında kısa mesafelerde sıcaklık ve nem gibi uyarılar, gelişmiş duyu organları sayesinde kolayca algılanabilir. Sivrisinek kan emeceği canlının çıplak bir noktasına konar ve kan emmek için özelleşmiş hortumu sayesinde bu işi gerçekleştirir. Ağız parçaları deriyi delebilecek tarzda sokucu bir yapıdadır. Her sokuşta yaraya tükürük akıtılır böylelikle kan emilmese bile hastalık taşıyan mikroplar türleri içersinde, Culidae familyasına dahil olan Anopheles, Culex ve Aedes türleri yaygın olarak gözlenen ve gerek insan ve gerekse hayvanlardan kan emen türlerdir. Bu türler kuşlar ve güvercinlerden de kan emerler. Özellikle Culex pipiens’i adı ile bilinen tür özellikle kuşları tercih etmektedir. Ancak bu türler içinde sadece Anopheles türü üyeleri sıtma mikrobunu taşırlar. Ülkemizde sıtma mikrobu taşıyan Anopheles türleri arasında Anopheles sacharovi ile Anopheles maculipenis en yaygın rastlananlardır. Anopheles türlerini diğer sivrisineklerden ayırt etmenin en kolay yolu bir yere konduğunda duruş şekline bakmaktır. Anopheles türleri kondukları zemine vücutları dar açı yapacak şekilde dururlar. Diğer türlerin vücutları zemine paralel konumdadır. Ayrıca Anopheles türlerinin uzun ayakları, yuvarlaklaşmış pulları ve hafif benekli kanatları bulunur. Bu özelliklere bakarak uzman olmayan birisi bile hastalık taşıyıcısı Anopneles’i diğerlerinden ayırt BELİRTİLERİEn dikkat çekici özellik nöbetler halinde tekrarlayan ateş yükselmesidir. Kuşu etkileyen plasmodium türüne göre ateş süreleri ve tekrarlanma sıklıkları değişebilir. Bu dönemlerde kuş birden durgunlaşır, bir kenara çekilip düşünmeye ve tüy kabartmaya başlar. Nöbet geçtiğinde kısmen düzelmiş gibi bir görüntü sunar ancak genel olarak bir güçsüzlük hali vardır. Uçma isteği azalır, performans tamamen düşer. Hastalık yapıcı mikrop kuşlarımızın kan hücrelerine saldırarak bu hücrelerin bozulmasına neden olur. Kanda alyuvarların içine giren mikrop burada çoğalır ve alyuvarların bozulup patlamasına neden olur. Buna bağlı olarak kuşlarda anemi kansızlık gözlenir. Kuşlarımızın diğer bütün hastalıklara karşı direnci azalır ve başka hastalıklar kendini göstermeye başlayabilir. Böyle bir durumda ölümcül sonuçlar doğurabilir. Hastalığın kesin teşhisi kan analizi ile yapılabilir. Tedavi edilmemesi durumunda hastalık kronikleşme eğilimi gösterir ve zamanla böbrekleri tahrip ederek kuşun ölümüne neden TEDAVİSİ VE KULLANILAN İLAÇLARİlaçla tedavi edilebilen bir hastalık olmakla birlikte hastalığın teşhisinde gecikilmesi ve tedaviye geç başlanması sonucu tedavisi zor hale gelebilir. Hastalıktan kaçınabilmek için özellikle salmalarınızın içine sivrisineklerin girmesini engellemek gerekmektedir. Uygun gözenekli bir kafes teli kullanılabilir. Kuşlarımızın diğer yabani güvercinlerle ve başka kuşlarla olan temasını engellemek yerinde kinin etken maddeli ilaçlar hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, Clorquine, Primaquine ve Quinacrine etken maddelerine sahip olan çeşitli ticari isimlerdeki ilaçlardır. Güvercinler için üretilmiş bu etken maddeleri taşıyan ilaçlar yurdumuzda insanlar için üretilmiş ilaçlar ise ticari biçimde eczanelerde satılmamaktadır. Bu tür ilaçlar sadece İl Hıfzıssıhha Müdürlüklerinden temin edilebilmektedir. Yurtdışında bu amaçla üretilmiş ilaçlar arasında en bilinenleri TABLETPrimaquine etken maddelidir. Güvercinlerde sıtma plasmodiosis ve Haemoproteus tedavisinde kullanılmaktadır. litre içme suyuna 1 tablet atmak uygundur. Tedaviye her gün yenileyeceğiniz sularla 10 – 30 gün kadar devam etmek ilaç daha çok posta güvercini yetiştiricileri tarafından yarış öncesi hastalıktan korunabilmek ve eğer bir hastalık varsa bunun etkilerini yok edebilmek amacı ile kullanılmaktadır. Bu amaçla daha düşük doz uygulanmaktadır. Bu doz hastalığı tedavi edici değildir. Bu amaçla kullanılan doz, yarış dönemi öncesi litre suya 1 – 2 tablet karıştırmak ve 10 – 21 gün süre ile vermektir. Yarış dönemi sonrasında ise koruyucu amaçlı olarak haftada 1 – 2 gün aynı doz TABLETQuinacrine HCL etken maddeli bir ilaçtır. Güvercinlerde sıtma plasmodiosis ve Haemoproteus tedavisinde ilaç daha çok posta güvercini yetiştiricileri tarafından yarış öncesi hastalıktan korunabilmek ve eğer bir hastalık varsa bunun etkilerini yok edebilmek amacı ile kullanılmaktadır. Bu amaçla daha düşük doz uygulanmaktadır. Bu doz hastalığı tedavi edici değildir. Bu amaçla kullanılan doz, yarış dönemi öncesi litre suya – 3 tablet karıştırmak ve 10 – 21 gün süre ile vermektir. Bu doz, litre başına 200 mg etken madde içermektedir. Yarış dönemi sonrasında ise koruyucu amaçlı olarak haftada 1 – 2 gün aynı doz QUİNİE POWDERKinin etken maddelidir. Toz halinde olan ilaç kuşların içme sularına karıştırılarak kullanılır. 2 litre suya yarım çay kaşığı kadar karıştırmak uygundur. Tedaviye 10 gün devam edilmelidir. İçme suları her gün taze olarak hazırlanmalıdır. Her çay kaşığı 5 gr 150 mg kinin Frengi - Çiçek Frengi, halk arasında bazen çiçek olarakta geçer, "borreliota avium" virüsünün neden olduğu bir hastalıktır. Özellikle posta güvercinlerinde olmak üzere çoğunlukla sıcak havalı bölgelerde ortaya çıkar. Çoğu virüs nedenli hastalıkların aksine bulaşıcılığı dışkılardan değil, kan emici parazitlerden sivri sinek, kene, sakırga, uyuz böceği etc. dolayıdır. Parazitler taşıyıcı görevi yapıp hastalığı güvercinden güvercine bulaştırır. Bu virüs temasla bulaşabileceği gibi içme suyunda günlerce yaşayabilir. Virüs hasta kuşlar tarafından salya ve sümük ile vücuttan atılabilir. Bu sıvılar yerde kuruduktan sonra tozlaşarak hava yoluyla bulaşıma neden olabilir. Virüsün bu yolla vücuda girebilmesi için güvercinin vücudunda yaranın kavga sırasında göz ve gaga kenarındaki yaralanmalar gibi mevcut olması lazımdır. Virüs vücutta bulduğu yaralardan kan sistemine geçip burada çoğalır ve bu safhadan sonra yeniden deri yüzeyine gelip burada tomurcuklanır. Tomurcuklanma insanlarda görülen çiçek hastalığına benzer hastalık isminide buradan almıştır. Tomurcuklanma çoğunlukla derinin tüylerle kaplı olmadığı kısımlarda baş gösterir. Göz çevresi, gaga başlangıcı ve bacaklar tomurcuklanmanın kabuklaşmış bir şekilde görülebileceği bölgelerdir. Hastalık hızla ilerler ve ve tamurcuklar irin üretmeye başlarlar. Hastalığı öldürücü yapanda bu burun, ağız veya boğaza yerleşip irin üretmeye başladığında kuşların nefes alması ve yem yemesi büyük derecede zorlaşır. Hasta kuşun boğazına bakıldığında sarı ve sert irin parçaları görülebilir. Bu parçalar tomurcuk yaralarından çıkarak oluştuğundan sıyrılması veya deriden koparılması oldukca zordur. Bu safhada akılda bulundurulması gereken en önemli şey görülen belirtilerin pamuk trichomoniasis ile aynı olmasıdır. Pamuk tedavisi altında bulunan bir kuşun tedaviye cevap vermemesi halinde frengi tedavisine geçilmesinde fayda vardır. Bu iki hastalığın aynı zamanda bir kuşda mevcut olma olasılığıda yüksektir. Frengiyi pamuktan ayırmanın en kolay yolu tomurcuklanmanın bacaklarda veya pamuğun olmıyacağı bir şekilde göz çevresinde bulunmasıdır. Bunun yanında mikroskop altında teşhis daha çok genç kuşlarda ortaya çıkar. Yavruların derisinde kahverengimsi renklenmeler görülebilir. Frengili bir kuşun nefes alma ve yeme sorunlarının dışında yan hastalıklara karşı açık olması başka bir sorundur. Bu konuda yardımcı olabilmek için A vitamini takviyesi yaparak derinin dayanıklılığını arttırıp tomurcuk yaralarının hızla iyileşmesini geçiren kuşlar hayatlarının sonuna kadar bu hastalığa bağımsızlık kazanır Burada frenginin değişik varyasyonlarının var olduğu unutulmamalı. Bağımsızlık sadece kuşun atlattığı varyasyona karşı oluşur. Yıllık frengi aşısı İğne yerine kuşun baldırından yolunan bir kaç tüyle derinin tüy deliklerinden kanamasını sağlayıp buraya sürülecek süngerimsi bez parçaları ile veriliyor bu hastalığa karşı kuşlarınızın en sağlam savunması olur. Colombovac'ın frengi ve paratifo karışım aşısı kullanılarak iki hastalığa karşı birden aşılıyabilirsiniz. Bu aşı iğneyle her kusa ölçüsünde boyundan verilir. 6 haftalıktan küçük kuşlara aşı yapmamanız ve bir kere açılan aşı paketini bir daha kullanmak üzere elinizde tutmamanız tek başına kuşları zor öldüreceği için tek yapacağı şey kuşların çirkin bir görünüşte olmalarını saşlamasıdır. Asıl sorun yan hastalıklardan gelmektedir. Bunun dışında pamukla beraber baş göstermesi bir çok kuşunuzu kaybetmenize neden sırasında 1/4 Carnidazole tabletini kuşlara ağızdan 6 gün süresince verip bunu 7 gün süresiyle Albon vererek takip etmek bu yan hastalıkların etkisini ortadan dışında Pox Dry ilacını hem frengi hemde pamuk yaraları üzerine sürerek hızlı bir şekilde kurumalarını hastalığın bulaşmasının en büyük nedeni parazitler olduğu için salmanızda kuşlara değmiyecek yerlerde parazit sinek? kağıdı kullanabilirsiniz. Belli bir süre sonra bu kağıtların güvercin tozu nedeniyle etkisiz hale gelmesi doğal. Bu durumda kağıtları sıcak suda sabunla hafifce yıkayıp yeniden kullanabilirsiniz. Bunu yaparken pilastik eldiven takmanız iyi olur. Eğer bu kağıtları kullanmak zor geliyorsa kuşlara sert bir şekilde yapışırlar boş bir cam kavanoza beş altı tane kağıt şeridini koyup salmada geceleri ağzını kuşlarınıza zarar vermesini ve tozlardan etkilenmesini engellemiş fakat sinek, sivri sineklerden kurtulmuş ve öteki parazitleride salmadan uzaklaştırmış Solunum Yolu HastalıklarıChronic Respiratory Disease İngilizce adından kısaltılarak CRD adı ile anılan ve Türkçe’ye “kronik solunum yolları hastalıkları” olarak çevirebileceğimiz bu hastalık tek bir hastalığın adı değil, solunum yollarında görülen bütün hastalıkları kapsayan ortak bir adlandırmadır. Güvercinlerde görülen CRD hastalıkları 3 tanedir. Bu yazı kapsamında söz konusu 3 hastalık hakkında bilgi verilecektir. Bu hastalıklar şunlardır ;1 Ornithosis2 Coryza3 MycoplasmosisSolunum yollarında görülen bu hastalıklar güvercinlerde çok yaygındır. Kış aylarında havanın soğumasına paralel olarak bu hastalıklarda da artma gözlenir. Bu hastalıklar aslında pek çok faktörün karşılıklı etkileşimi sonucu gelişmektedir. Kuşlarımız için öldürücü bir hastalık görünümü sunmamakla birlikte bazı ağır vakalar ölüm riski taşımaktadırlar. Ancak asıl sorun CRD hastalıklarının, başka hastalıklarla birlikte görülme eğiliminde olmasıdır. Bu durum kuşlarımızda ciddi güç kaybı yaratmakta ve hayati risk tehlikesi artmaktadır. Kuşlarımızda görülen uçuş yeteneklerinin azalmasının en önemli nedenleri arasında CRD hastalıkları etmenleri, kötü hijyenik koşullar vb. hastalığın gelişmesinde çok önemli rol oynarlar. Bu etkenler yok edilmediğinde hastalık geçmiş gibi görünse bile her zaman tekrarlama eğilimindedir. Şimdi bu hastalıkları tek tek ele almak BİLGİLERChlamydia Psittaci adı verilen bir bakterinin neden olduğu hastalıktır. Psittacosis adı ile de bilinen bu hastalığa, bazen etken olduğu mikrop nedeni ile Chlamydia hastalığı da denilmektedir. Aslında bir solunum yolları hastalığıdır. Güvercinlerde dikkat çekici belirtisi gözlerde olduğu için bir göz hastalığı olarak algılanır. Güvercinler arasında yaygın olarak gözlenen hastalıklardan biridir. Bir çok kuş türünde gözlenen bu hastalık dünya çapında yayılmıştır. Diğer evcil olmayan kuş türleri hastalığı taşıyıcı rol oynamaktadırlar. Kuşların yanı sıra insan ve diğer memeli hayvanlarda da görülmektedir. Yaygın olarak papağanlar, güvercinler, hindiler ve ördeklerde Psittaci kendi içinde hem RNA hem de DNA bulunduran bir bakteri olmakla birlikte üreyebilmek için içinde bulunduğu vücuttan bu maddeleri almak durumundadır. Bunun sonucu olarak vücut hücrelerinde bozulmalara neden uzun süre belirgin bir belirti vermeyebilir. Bu nedenle gözden kaçar ve dikkat edilmez. Ancak kuşun güç kaybına bağlı olarak kendini birden ortaya koyabilir. İlk aşamalarda kuşlarımızdaki performans eksikliğinin yaygın sebebi olabilir. İyi uçan bir kuşumuzun belirgin başka bir neden olmaksızın uçuş gücünün düşmesi dikkatimizi çekmelidir. Yavru kuşlarda yavaş gelişme durumu dikkat sonraki aşamalarda iştahsızlık, tüy kabartma, kilo kaybı, karışık tüyler, titreme, gerginlik hali, yeşilimsi ishal ve solunum yolları sorunları ile kendini gösterir. Daha ağır vakalarda mikrop karaciğere yayılır ve burada iltihaba neden olur. Bu aşamada hastalık ölümcül olabilir. Hastalığı geçiren ve tedavi olan kuşlar kısmen bu mikroba karşı güç kazanırlar ve tekrar bu hastalığa yakalanma riskleri vücuda girdikten bir süre sonra gözlerde ve özellikle de tek gözde yaşarma ve akıntı ile kendini belli eder. Aslında başka belirtileri olmakla birlikte bunlar genellikle dikkatten kaçmaktadır. Böyle olduğu için Ornithosis sanki bir göz hastalığı gibi algılanmakta ve bir çok kaynakta Ornithosis one eye cold olarak EYE COLD TEK GÖZ SOĞUK ALGINLIĞI Chlamydia Psittaci mikrobun gözlere yayılması durumunda ilk belirtiler gözde yaşarma ve akıntıdır. Daha sonra kuşun gözünün etrafı tam yuvarlak bir halka şeklinde hafif şişer ve kızarır. Su toplamış gibi bir görünümü vardır. Genellikle tek gözde ortaya çıkar. Bu nedenle hastalığa İngilizce “One Eye Cold” denilmektedir. Tedavi edilmediği taktire bu kızarıklık gözün etrafına doğru yayılır ve genişler. Gözdeki yaşarma ve akıntı mikropludur ve mikrobun etrafa bulaşmasına yol açar. Güvercinlerde gözlerde belirti veren diğer bir hastalık olan Coryza ile karıştırılmamalıdır. Bazı durumlarda gözdeki enfeksiyon körlük ile ŞEKLİKuşların mikrop taşıyan göz akıntıları salmalarımızın içinde bulaşmaya neden olurlar. Mikrop salma içindeki güvercin tozu dediğimiz beyaz toza bulaşarak taşınır. Solunum yolu ile diğer kuşlara geçer. Hasta kuşlarla aynı banyo suyunda yıkanan diğer kuşlar hastalığı hastalığın önemli bir özelliği insana da bulaşmasıdır. Eğer güvercininizden mikrop kapmak istemiyorsanız dikkat etmeniz ve hasta kuşlarınızı süratle tedavi etmeniz gerekmektedir. Güvercin tozunun solunması yolu ile mikrop insana geçebilmektedir. Hastalık mikrobu güvercin tarafından bırakıldıktan sonra 48 saat kadar salma içinde aktif konumdadır. Bu süre içinde mikrop alınırsa mikrobu alan insanın hassaslığına bağlı olarak 5 – 14 gün arasında hastalığın ilk belirtileri görülmeye başlar. İnsandaki belirtiler gribe benzer. Ateş, baş ağrısı, göğüs ağrısı, yorgunluk, kuru öksürük ve bazı vakalarda mide bulantısı ve kusma TEŞHİSİHastalığın kesin teşhisi kan tahlili ile yapılabilir. Ölü kuşlar üzerinde yapılacak otopside karaciğerde yapılacak inceleme ile TEDAVİSİ VE KULLANILABİLECEK İLAÇLARBakteri nedenli bir hastalık olduğundan antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Antibiyotik uygulaması oldukça olumlu sonuçlanmaktadır. Çeşitli antibiyotikler bu amaçla kullanılabilir. Yurt dışında bu hastalık için üretilmiş olan güvercin ilaçlarında yaygın olarak Chlortetracyline ve Doxycyline etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Ayrıca kuşların multivitamin takviyesine gereksinimleri vardır. Tedavi sırasında kuşların kalsiyum kaynaklarından grit taşları, gaga taşları vb uzak tutulması gerekmektedir. Çünkü kalsiyum Chlortetracyline’nin ve Doxycyline’nin etkisini azaltmaktadır. Yumurtlama dönemlerinde olan kuşlarda bu ilaçlar OBLETChlortetracyline Hydrochloride etken maddeli bir ilaçtır. Her oblette 500 mg etken madde bulunur. 12 Obletlik ambalajlar halinde piyasada satılmaktadır. Güvercinlerde tüm CRD hastalıklarında kullanılabilir. Vetaş ilaç firmasının bir üretimidir. Veteriner ilaçları satan eczane ve ilaç depolarında bulunur, Güvercinler için kullanılabilecek doz, kuş başına günde 15 Mg’dır. Bu dozu sağlayabilmek için 2 litre suya ¼ tablet karıştırmak uygun –10 SOLÜSYONDoxycyline Hiklat etken maddeli bir ilaçtır. Farmavet ilaç firmasının bir üretimidir. 1 ml ilaçta 100 mg etken madde bulunur. Güvercinlerde tüm CRD hastalıklarında kullanılabilir. Veteriner ilaçları satan eczane ve ilaç depolarında bulunur. Ticari şekli 1 ve 5 litrelik ambalajlar halindedir. Güvercinler için kullanılabilecek doz, kuş başına günde 25 Mg’dır. Bu dozu sağlayabilmek için 2 litre suya ½ ml karıştırmak uygun olabilir. TERRAMYCİN GÖZ MERHEMİBeşeri insanlar için üretilmiş bir ilaçtır. Pfizer firmasının bir üretimi olup, eczanelerde bulunur. Etken maddesi, Oxytetracyline ve B vitaminidir. Antibakteriyel etkili bu merhemin deri ve göz için olan iki tipi bulunmaktadır. Göz için olanı güvercinlerde One eye cold hastalığında haricen yani dışarıdan sürülmek sureti ile kullanılabilir. Günde 1 – 2 kez dıştan göze sürülür. Ticari şekli gr’lık tüpler ORAL SOLÜSYONBayer ilaç firmasının bir üretimidir. Veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. A, D3, E ve C vitaminleri bulunduran kompleks bir ilaçtır. Güvercinlerde her türlü vitamin eksikliklerinde, çeşitli hastalıkların tedavisinde takviye olarak ve sulfa grubu ilaçlar ile antibiyotiklerin yanında destekleyici olarak kullanılabilir. Bu ilacı tercih etmemin önemli bir nedeni içinde kalsium bulundurmamasıdır. Böylece sulfa grubu ilaçlar ile bazı antibiyotiklerin yanında kullanılması gayet uygundur. Ticari şekli 1 litrelik solüsyon halindedir. Güvercinler için 1 litre içme suyana 10 kuş hesabıyla 1 cc ilaç katılarak kullanılabilir. İlaç kullanımına 5 gün devam edip bir süre ara verdikten sonra tekrar CATARRH GENEL BİLGİLER“Akut Nezle” adı ile Türkçeleştirebileceğimiz bu hastalığa Hemophilus İnfluenzae adlı bir bakteri neden olmaktadır. Kış aylarında daha çok görülen bir hastalıktır. Hastalığın mikrobu güvercinin üst solunum yollarına yerleşir ve çeşitli rahatsızlıklar yaratır. Çoğu zaman Ornithosis ve mycoplasmasis ile bağlantılı olarak gelişir. Hızlı bir gelişme gösterir. Hassas bazı kuşlarda mikrobun vücuda girişinden itibaren 3 gün içinde hastalığın belirtileri görülmeye kuşun boğazda sümük salgısı vardır. Boğaz, gırtlak ve burunda sümük benzeri bir balgam oluşur. Bu oluşum gaga üzerinde ya da kenarında gözlenebilir. Kuşun gagası açıldığında bu balgam, dil ve damak arasında, tel gibi şerit halinde uzanır. Kuşta solunum zorluğu, hırıltılı soluma, ses çıkartırken hırıltılı tonlar gözlenebilir. Sulu yeşilimsi bir ishal ile birlikte ağırlık kaybı, uçma isteksizliği ve yavru veriminde düşme vardır. En belirgin özellik, burun akıntısı ve her iki gözde de yaşarmaların olmasıdır. Burun akıntısı ve sümük kokuludur. Sinüslerde şişme gözlenir. Buna bağlı olarak kuşun yüzünde ve özellikle göz altlarından buruna doğru olan bölümlerde, alın kısmında hissedilir bir şişme bir hastalık değildir. Bu hastalıktan ölüm oranı oldukça düşüktür. Ancak güvercinlerde ciddi strese neden olan bu durum diğer hastalıkların ortaya çıkma ihtimalini ŞEKLİDiğer evcil olmayan kuşlarla her türlü temasın kesilmesi gerekir. Bu kuşlar mikrobu taşıyıcıdırlar. Hasta kuşların akıttıkları göz yaşı ve sümük gibi salgılar mikropludur. Bu salgıların kuruyup toz haline gelmesi ve bu tozun solunması yolu ile hastalık bulaşabilir. Ayrıca aynı salgıların içme suyuna bulaşması ile bu suları içen kuşlarda hastalanabilirler. Doğrudan temas ise başka bir bulaşma yoludur. Eğer salmanızda bir güvercin hastalandıysa mikrobun bütün salmaya yayıldığını düşünerek önlem almanız gerekmektedir. Temizlik, salma içinde havadar bir ortam yaratılması rutubetin önlenmesi ve hijyenik koşullara uyulması hastalık riskini TEŞHİSİKesin olarak teşhis edebilmek için burun veya göz akıntısının laboratuvar analizi TEDAVİSİBakterilerin neden olduğu bir hastalık olduğu için antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Antibiyotiklerin yanı sıra vitamin takviyesi de önemlidir. Ornithosis için kullanılan ilaçlar aynen Coryza için de kullanılabilir. Farklı olarak Tylosin ve Eritromycin etken maddeli antibiyotikler ilave edilebilir. Vitamin olarak yukarda bahsettiğimiz Bavitsol oral solüsyon SOLUBETylosin etken maddeli bir antibiyotiktir. Lilly - Ellanco fimasının bir üretimidir. Veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Ticari şekli 25 ve 100 gr’lık ambalajlar halindedir. Güvercinlerde tüm CRD hastalıklarında kullanılabilir. Kullanılacak doz 10 güvercin için 1 gram ilaç 2 litre içme suyuna karıştırılarak verilebilir. İlaç tedavisi 2 gün sonra kesilmelidir. Ağır durumlarda tedavi 5 güne kadar TOZEritromycin etken maddeli bir antibiyotiktir. 1 gram ilaç 55 mg etken madde içerir. Ticari şekli 50 ve 225 gr’lık cam kavanoz halindedir. Vetaş ilaç firmasının bir üretimi olup veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Güvercinlerde tüm CRD hastalıklarında kullanılabilir. 1 litre içme suyuna 1 ölçek ilaç gr karıştırılarak 5 gün süre ile kullanılır. MYCOPLASMA GENEL BİLGİLER“Kronik Nezle” olarak adlandırabileceğimiz bir hastalıktır. Hastalık genellikle diğer solunum yolları hastalıklarının Ornithosis ve Coryza bir devamı şeklinde kendini gösterir. Hastalığın etkeni mycoplasma denilen bakteri kökenli bir belirti olarak diğer solunum yolları hastalıkları ile benzer bir görüntü sunduğu için ayırt edilmesi oldukça zordur. Boğaz, gırtlak ve burunda sümük benzeri bir balgam oluşur. Bu oluşum gaga üzerinde ya da kenarında gözlenebilir. Kuşun gagası açıldığında bu balgam, dil ve damak arasında, tel gibi şerit halinde uzanır. Burunun dış deliklerinde sümük şeklinde oluşum vardır. Burun akıntısı gözlenebilir. Aksırma vardır. Sinüslerdeki şişmeye bağlı olarak yüzde ve özelliklede alın bölgesinde şişlik ateşinde yükselme saptanabilir. Özellikle geceleri hırıltılı soluma, hırıltılı ses çıkarma ve nefes alıp verme zorlukları gözlenebilir. Kuş nefes alırken burnu tıkalı olduğu için gagasını açma ihtiyacı hisseder. Solunum yetersizliğine bağlı olarak kandaki oksijen miktarı azalır ve kuşun derisinin rengi mavimsi bir görünüm kazanabilir. Kuşun karın ya da göğüs bölgesindeki tüyler aralanıp deri rengi kontrol uçuş performansını ve yumurta üretimini olumsuz etkiler. Bu hastalıktan ölüm olayı görünmez ancak bu hastalığın en önemli özelliği diğer bazı hastalıklarla birlikte seyretmesidir. Böyle olduğunda kuşumuz için ölümcül risk ŞEKLİBu mikroorganizma sadece canlı vücutlarda yaşayabilir. Kuşun vücudunun dışında yaşam süresi 15 – 20 dakika ile sınırlıdır. Bu nedenle fazla bulaşıcı bir hastalık değildir. Bulaşma daha çok direk temas yolu ile olmaktadır. Evcil olmayan diğer kuş türleri mikrobu taşıyıcıdırlar. Hastalığın yayılmasını sağlayan en önemli etkenler arasında, olumsuz hijyenik koşullar, salma içinde rutubetli ve havasız ortam başta gelmektedir. HASTALIĞIN TEŞHİSİKesin tanı hasta kuşun kan analizi ile olabilir. Kuşun salgıladığı balgamın tahlili ise hastalığın aşamaları ve seyri konusunda bir fikir vermektedir. TEDAVİ VE KULLANILABİLECEK İLAÇLARHastalığın tedavisinde antibiyotikler ve vitaminler kullanılmaktadır. Ancak genellikle başka hastalıklarla birlikte görüldüğü için ilaç seçimi buna göre değişebilir. Enrofloxacin, Oxytetracyline, Chlortetracyline ve Doxycyline, Tyolisin etken maddeli ilaçlar tercih edilmektedir. Vitamin olarak yukarıda bahsettiğimiz Bavitsol oral solüsyon % ORAL SOLÜSYON Bayer ilaç firmasının bir üretimidir. Kuvvetli bir anti – bakteriyeldir. Etken maddesi Enrofloxacin’dir. 1 cc ilaç 25 mg etken madde içerir. Aynı ilacın % 10 konsantrasyona sahip olanı da vardır. Ancak % olan güvercinler için daha uygundur. Hem de fiyat olarak daha ucuzdur. Veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Ticari şekli 25 ve 100 gr’lık ambalajlar halindedir. Kanatlı hayvanlarla birlikte güvercinlerde de kullanılabilir. Güvercinlerde kısa adı CRD olan kronik solunum yolları hastalıklarında ve Salmonella’da kullanılmaktadır. Kullanılacak doz, güvercin için, kuş başına 5 mg’dır. Bu dozu sağlayabilmek için, 2 litre suya cc ilaç karıştırmak uygundur. Tedaviye 5 gün süre ile devam edilmelidir. Ticari şekli 20, 50, ve 100 ml’lik şişeler halindedir. Salmanızda yumurtlamak üzere olan kuşlarınız ya da bir aydan küçük yavrularınız varsa bu ilacı kullanmayınız. Yavrularda sakatlıklara neden TOZOxytetracyline etken maddeli bir ilaçtır. Vetaş ilaç firmasının bir üretimi olup, veteriner ilaçları satan eczane ve ecza depolarında bulunur. Ticari şekli 20 ve 100 gr’lık kavanozlar halindedir. Güvercinler için 2 litre içme suyuna yarım ölçek karıştırılarak kullanılabilir. İlaç 5 gün süre ile uygulanır. CADİDİASİSTERS KURSAKGENEL BİLGİLERSour crop İngilizce adından Türkçe’ye çevirerek “ters kursak” olarak adlandırabileceğimiz bu hastalığın bir diğer adı da Candida’dır. Ancak hastalık Mycosis, Muget, Yeast ve Trush adları ile de bilinmektedir. Fungal bir hastalıktır. Fungal mikotik hastalıklar, toplumda yaygın adı ile mantar hastalıkları olarak bilinirler. Cadidiasis de sindirim bölgesinde özelliklede üst sindirim bölgesinde görülen müzmin formlu bir mantar hastalığıdır. Mantar mikrobunun yerleşerek hastalığa neden olduğu bölge, proventriculus olarak da adlandırılan ve kursaktan sonra yemlerin geçtiği ilk durak olan hayvanları, serçeler, su kuşları ve güvercinler gibi bir çok kuş türünde yaygın olarak gözlenen bir hastalık türüdür. Hastalığa neden olan mikrop Candida abbicans adı verilen bir mantar organizmasıdır. Bu mikrop daha çok bozuk yem üzerinde bulunmaktadır. Güvercinlere bayat ve küflü yem verilmesi hastalık riskini çok artırmaktadır. Güvercinlere verdiğimiz yemlere mutlaka dikkat etmemiz gerekmektedir. Verilen yemlerin taze olduğunun göstergesi bu yemlerin çimlenme yeteneğini kaybetmemiş olmasıdır. Yem olarak “kısır tohum” kullanımı doğru değildir. HASTALIĞIN SEYRİ VE BELİRTİLERİMantar mikrobu, bezlimide de küçük yaralara neden olmaktadır. Bu yaralar ufak boğumlar oluşturarak zaman zaman bir aşağıda yer alan ve taşlık adı ile bilinen kaslımideye yemlerin geçişini engellemektedir. Bu durum bezlimide de yemlerin birikerek buranın şişmesine neden olur. Bu şişlik bezlimideyi çevreleyen kan damarlarına basınç yapar ve yer yer bu damarların patlayarak kanamasına neden olur. Bu kanama güvercinin ağzından kan gelmesi şeklinde kendini gösterir. Bazen yuva içinde yerde gördüğümüz ve anlam veremediğimiz kan birikintilerinin nedeni bu tür bir kanama bu şekilde tıkanması aynı zamanda kursakta şişmeye de neden olur ve kuş ara sıra kusarak bu birikintiyi atmaya çalışır. Kusmuğun kokusu, normalden daha kötüdür. Özet olarak kursakta şişme ve zaman zaman tahıl içeriğinin kusulması ile birlikte ağızdan kan gelmesi gibi durumlar bize kuşumuzda Cadidiasis hastalığının bulunduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra ağız içinde veya damakta görülen küçük beyaz mantar oluşumları hastalığı belirlememizi net olan bu göstergelerin yanı sıra, kayıtsızlık, iştah kaybı, ağırlık kaybı, kuşun performansında düşme, genç kuşlarda yavaş büyüme, yetişkin kuşlarda telek çürümesi ve tüy yarılması gibi durumlar bu hastalığın diğer belirtileridir. Boğazdan alınacak örnekler üzerinde yapılacak kültür testi ile hastalığa kesin teşhis VE KULLANILABİLECEK İLAÇLARHastalığın deri enfeksiyonu ve tüy çürümesi şeklinde seyretmesi durumunda, banyo sularına karıştırılacak Bakır sülfat sorunun çözümü için yararlıdır. Bakır sülfat için 1 / 2000 oranında sulandırma uygundur. Bunun için litre banyo suyuna yarım çay kaşığı ilaç karıştırmak sülfat, sülfürik asidin bakır II okside etkimesi ile oluşan bir tuzdur. Parlak mavi kristaller halindedir ve piyasada “göz taşı” adı ile satılmaktadır. Kimyasal madde satan yerlerde bulunabilir. Ankara’da Ulus’ta Modern Çarşı’nın üst katında bezlimide de görülmesi durumunda Nystatin etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Bu etken maddeyi bulunduran güvercinler için üretilmiş özel bir ilaç ülkemizde yoktur. İçinde bu etken maddeyi bulunduran beşeri bir ilaç eczanelerde bulunabilir. Bu ilaç veteriner hekim kontrolünde gerekli doz ayarlaması yapılarak güvercinlere kullanılabilir. Bu ilaç hakkında kısa bilgiler aşağıda SÜSPANSİYONHer ml de IU etken madde bulunmaktadır. Bristol-Myers squibb firmasının bir üretimidir. Anti fungal Pamuk Pamuğun nedeni "Trichomonas Columbae" diye bir organizmadır. Bu organizma protozon- mikrop diyelim düşük güçlü bir mikroskobun altında bile görülebilecek büyüklüktedir ve bizim güvercinlerimizin dışında yabani güvercinlerde ve kumrularda 75% oranında bulaşımı temas dolayısıyla olmaktadır. Kuşlar öpüşürken, çiftleşirken veya yavrularını beslerken bulaşır. Bunun dışında içme suyu dolayısıyla Pamuğun suda uzun süre yaşıyabilmesi nedeniyle salgın haline kuşlar pamuğa karşı yavrulara oranla daha dayanıklıdırlar. Ergen kuşlar hastalandıklarında dillerinde veya gaganın birleşim noktalarında uçuklar ve yaralar görülür. Damakta sarı peynirimsi bir madde ortaya çıkabilir. Bu madde büyüyerek kuşun yem yemesine ve su içmesine zorluk çıkartabileceği gibi nefes alma zorluklarıda yaratabilir. Bu akılda tutularak nezle gibi görülen kuşların boğazlarına bir göz atmakta fayda vardır. Göbek pamuğu ergen kuşlarda hasta oldukları halde belirti göstermiyebilirler. Usta kuşçuların başkalarının çiftleşmiyor yavru alamıyorum diye elden çıkardıkları kuşları alıp pamuk için tedavi ettikten sonra hemen yavru almaya başladıkları olmuştur. Çoğu usta kuşçular kuşlarını üreme sezonunun başında ve sonunda olmak üzere iki kere pamuk için tedaviye gerekli olup olmadığına karşı benim düşüncelerim biraz karışık. Salmada pamuk olan yavru olduğunda bütün kuşların tedaviye girmesi konusunda hiç şüphem yok. Nede olsa yavru beslenirken ebeveynlerinden bu hastalığı kapmış ve ebeveynleride su içerken bu hastalığı bulaştırma olasılığı yaratmışlardır. Önlem olarak hastalık tedavisi yapmak benim aklıma yatmıyan bir şey olsada bunun pamuk için usta kuşçular tarafından yapıldığı bir kuşlara pamuk çoğunlukla hasar vermesede aşırı sitres zamanlarında etkisi ciddi bir duruma gelebilir. Sitres paratifo gibi ağır hastalık geçiren kuşlarda olacağı gibi, iç parazitler tarafındanda ortaya çıkabilir. Fakat sitresin en genel nedenleri aşırı üretim ve tüy değişimidir. Bu nedenle yaz aylarının sonlarına doğru damızlık kuşlar aralıksız üç dört seri yavru vermiş durumdayken veya tüy değiştirme zamanında vücutları zayıf düştüğünde başta pamuk olmak üzere çeşitli hastalıklar salgın olarak ortaya çıkmaya başlar. Sonuç olarak kuşlarımız ne kadar zayıf olursa vücutlarının savunma sistemi ne kadar yorgun olursa daha az miktarda mikrop ve bakteriler tarafından hastalanabilirler. Bu nedenle aşılamak, kaliteli yem ve temiz su vermek dışında vitamin takviyesi ve her iki seri yavrudan sonra kuşları dinlendirmek sağlıkları için gerekli durumlar yavrular için geçerli değildir. Yavrular yumurtadan çıktıklarında bu hastalığa karşı savunmasızdırlar. Ergen kuşlar pamuk taşıdıkları halde vücut savunma sistemlerinin bununla başa çıkabilmesi sonucunda hastalıktan kurtulmasalarda ufak tefek yaraları uzun süre rahatsız olmadan taşırlar. Bunun yarattığı sorun beslenme sırasında pamuğun kolayca yavruya bulaşmasıdır. Özellikle yavrular sütten kesilip tohumlarla beslenmeye başlandığında tohumların sivri kısımları kolayca yavruların dillerinde ve boğazlarında gözle görülmiyecek kadar bile olsa yaralar-çizikler açabilir. Bu yaralar pamuğun yavruya geçmesi için rahat bir ortam yaratır. Daha önce göbek pamuğundan bahsetmiştim; bu hastalıkda yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz ortaya çıkmaya başlıyabilir. Yavruların göbekleri yumurtadan ayrılmadan sonra daha tamamen iyileşmeden yuvanın tabanından pamuk kapabilir. Pamuğun yuvanın tabanında olmasının nedeni ise beslenme sırasında dökülen hasta kuşlar bir hafta içinde halsiz düşüp tüylerini kabartarak bir kenara çekilirler. Bu safhada ishal, kusma, aşırı su içme ve yeme karşı iştahsızlık gözlenebilir. Pamuğun böyle ileri safhalarında yavrularda ölüm kısa sürede olsada ergen kuşlarda iki üç hafta sürebilir. Ergen kuşlarin ölmesine neden olacak kadar ilerliyen pamuk bu safhada kuşun iç organlarına özelliklede karaciğerine yayılmıştır. Ölü kuşun karaciğerine bakıldığında içinde dışından bile görülebilecek sarı maddeler sırasında pamuk yaralarının frengi çiçek yaralarına benzerliği unutulmamalıdır. Ağızdaki sarı maddeler frenginin aksine zorda olsa koparılabilir fakat bu sorun yaratacak şekilde bir kanamaya neden olabilir. Tedavi için benim kullandığım ilaç "Fishzole" haplar, 1 hap 1 litre suda eritilerek verileceği gibi kuşların durumuna bağlı olarak 1/4 veya 1/2 hap ağızdan 6 ile 10 gün arası verilebilir olduğu gibi Avrupada "Gabbrocol" poşet halinde gelmektedir ve 1 poşeti bir litre suya karıştırıp ortaya çıkan sıvıyı yumuşak bir fırça ile yaralara sürdükten sonra 3-5 mililitre sıvıda ağızdan bir şırıngayla verilir yaygın olarak kullanılır. Kullandığınız ilaçta dikkat etmeniz gereken şey içindeki maddelerin hem pamuğa karşı Dimetrizol gibi hemde yan hastalıklara karşı Aminosidine gibi olması. Bu ilaçların dışında Trichovet kuş basina gr diye hazır ilaçlı yemde kullanabileceğiniz gibi Cooci-Geelmix ve Dacoxsine de Son yıllarda ortaya çıkan ve sadece güvercinler için hazırlanmış olan ilaçların eklemesi Spartrix ve Trichocure Şu an piyasada bulunan en kuvvetli pamuk ilaçlarından ikisi, hasta kuşa yutturulacak tek hap hastalığı ortadan kaldırıyor. Ağır hasta kuşlara bir gün sonra verilecek ikinci hap kalan hasarıda tedavi edebilecek güçte.Pamuğun nedeni "Trichomonas Columbae" diye bir organizmadır. Bu organizma protozon- mikrop diyelim düşük güçlü bir mikroskobun altında bile görülebilecek büyüklüktedir ve bizim güvercinlerimizin dışında yabani güvercinlerde ve kumrularda 75% oranında bulaşımı temas dolayısıyla olmaktadır. Kuşlar öpüşürken, çiftleşirken veya yavrularını beslerken bulaşır. Bunun dışında içme suyu dolayısıyla Pamuğun suda uzun süre yaşıyabilmesi nedeniyle salgın haline kuşlar pamuğa karşı yavrulara oranla daha dayanıklıdırlar. Ergen kuşlar hastalandıklarında dillerinde veya gaganın birleşim noktalarında uçuklar ve yaralar görülür. Damakta sarı peynirimsi bir madde ortaya çıkabilir. Bu madde büyüyerek kuşun yem yemesine ve su içmesine zorluk çıkartabileceği gibi nefes alma zorluklarıda yaratabilir. Bu akılda tutularak nezle gibi görülen kuşların boğazlarına bir göz atmakta fayda vardır. Göbek pamuğu ergen kuşlarda hasta oldukları halde belirti göstermiyebilirler. Usta kuşçuların başkalarının çiftleşmiyor yavru alamıyorum diye elden çıkardıkları kuşları alıp pamuk için tedavi ettikten sonra hemen yavru almaya başladıkları olmuştur. Çoğu usta kuşçular kuşlarını üreme sezonunun başında ve sonunda olmak üzere iki kere pamuk için tedaviye gerekli olup olmadığına karşı benim düşüncelerim biraz karışık. Salmada pamuk olan yavru olduğunda bütün kuşların tedaviye girmesi konusunda hiç şüphem yok. Nede olsa yavru beslenirken ebeveynlerinden bu hastalığı kapmış ve ebeveynleride su içerken bu hastalığı bulaştırma olasılığı yaratmışlardır. Önlem olarak hastalık tedavisi yapmak benim aklıma yatmıyan bir şey olsada bunun pamuk için usta kuşçular tarafından yapıldığı bir kuşlara pamuk çoğunlukla hasar vermesede aşırı sitres zamanlarında etkisi ciddi bir duruma gelebilir. Sitres paratifo gibi ağır hastalık geçiren kuşlarda olacağı gibi, iç parazitler tarafındanda ortaya çıkabilir. Fakat sitresin en genel nedenleri aşırı üretim ve tüy değişimidir. Bu nedenle yaz aylarının sonlarına doğru damızlık kuşlar aralıksız üç dört seri yavru vermiş durumdayken veya tüy değiştirme zamanında vücutları zayıf düştüğünde başta pamuk olmak üzere çeşitli hastalıklar salgın olarak ortaya çıkmaya başlar. Sonuç olarak kuşlarımız ne kadar zayıf olursa vücutlarının savunma sistemi ne kadar yorgun olursa daha az miktarda mikrop ve bakteriler tarafından hastalanabilirler. Bu nedenle aşılamak, kaliteli yem ve temiz su vermek dışında vitamin takviyesi ve her iki seri yavrudan sonra kuşları dinlendirmek sağlıkları için gerekli durumlar yavrular için geçerli değildir. Yavrular yumurtadan çıktıklarında bu hastalığa karşı savunmasızdırlar. Ergen kuşlar pamuk taşıdıkları halde vücut savunma sistemlerinin bununla başa çıkabilmesi sonucunda hastalıktan kurtulmasalarda ufak tefek yaraları uzun süre rahatsız olmadan taşırlar. Bunun yarattığı sorun beslenme sırasında pamuğun kolayca yavruya bulaşmasıdır. Özellikle yavrular sütten kesilip tohumlarla beslenmeye başlandığında tohumların sivri kısımları kolayca yavruların dillerinde ve boğazlarında gözle görülmiyecek kadar bile olsa yaralar-çizikler açabilir. Bu yaralar pamuğun yavruya geçmesi için rahat bir ortam yaratır. Daha önce göbek pamuğundan bahsetmiştim; bu hastalıkda yavrular yumurtadan çıkar çıkmaz ortaya çıkmaya başlıyabilir. Yavruların göbekleri yumurtadan ayrılmadan sonra daha tamamen iyileşmeden yuvanın tabanından pamuk kapabilir. Pamuğun yuvanın tabanında olmasının nedeni ise beslenme sırasında dökülen hasta kuşlar bir hafta içinde halsiz düşüp tüylerini kabartarak bir kenara çekilirler. Bu safhada ishal, kusma, aşırı su içme ve yeme karşı iştahsızlık gözlenebilir. Pamuğun böyle ileri safhalarında yavrularda ölüm kısa sürede olsada ergen kuşlarda iki üç hafta sürebilir. Ergen kuşlarin ölmesine neden olacak kadar ilerliyen pamuk bu safhada kuşun iç organlarına özelliklede karaciğerine yayılmıştır. Ölü kuşun karaciğerine bakıldığında içinde dışından bile görülebilecek sarı maddeler sırasında pamuk yaralarının frengi çiçek yaralarına benzerliği unutulmamalıdır. Ağızdaki sarı maddeler frenginin aksine zorda olsa koparılabilir fakat bu sorun yaratacak şekilde bir kanamaya neden olabilir. Tedavi için benim kullandığım ilaç "Fishzole" haplar, 1 hap 1 litre suda eritilerek verileceği gibi kuşların durumuna bağlı olarak 1/4 veya 1/2 hap ağızdan 6 ile 10 gün arası verilebilir olduğu gibi Avrupada "Gabbrocol" poşet halinde gelmektedir ve 1 poşeti bir litre suya karıştırıp ortaya çıkan sıvıyı yumuşak bir fırça ile yaralara sürdükten sonra 3-5 mililitre sıvıda ağızdan bir şırıngayla verilir yaygın olarak kullanılır. Kullandığınız ilaçta dikkat etmeniz gereken şey içindeki maddelerin hem pamuğa karşı Dimetrizol gibi hemde yan hastalıklara karşı Aminosidine gibi olması. Bu ilaçların dışında Trichovet kuş basina gr diye hazır ilaçlı yemde kullanabileceğiniz gibi Cooci-Geelmix ve Dacoxsine de Son yıllarda ortaya çıkan ve sadece güvercinler için hazırlanmış olan ilaçların eklemesi Spartrix ve Trichocure Şu an piyasada bulunan en kuvvetli pamuk ilaçlarından ikisi, hasta kuşa yutturulacak tek hap hastalığı ortadan kaldırıyor. Ağır hasta kuşlara bir gün sonra verilecek ikinci hap kalan hasarıda tedavi edebilecek güçte.Kaynak

güvercin dışkıdan hastalık teşhis tablosu